Allah’dan veya Allah’ın kaderinden razı olmuş, Ona tam olarak boyun eğmiş nefis. Kalp üzerindeki beşinci perdenin kalkmasıyla, Cenab-ı Hakk’ın bütün imtihan ve ibtilalarına saadet göstermiş, gelmiş ve gelecek her şeye razı olmuş, bütün gayret ve arzusu Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak olan nefsin bu haline “Nefsi Radiye” denir.
Bu makamda salik denize düşen çöp gibidir. Deniz onu istediği tarafa çalkaladığı gibi, o da hükmü ilahiye öylece teslim olmuştur. İradesini Hakk’ın iradesine bağlamış, reyini de ona vermiştir. Kendisi ve başkaları hakkında tecelli eden kaza hükümlerine gerek hayır, gerekse şer olsun tereddütsüz teslim olup rıza gösteren nefsin makamıdır. İhlâs, terk-i mâlâyani, zikr, zühd, vera, keramet sahibidirler.
Sıfatları; Vera, hulus, muhabbet, Mevla ile dostluk, ilahi huzur, keramet, masivayı terk, teslimiyet, rıza, eziyetlere sabır, halkı irşad, en ince edeptir. Duası reddedilmez. Herkes tarafından saygıyla karşılanır.
İster bela, ister sefa, Allah'ın bütün fiillerinden razı olan, O'ndan başka her şeyi gözünden silip atan ve sadece Rabbi'nin rızasına nazarını diken nefstir. Bu nefse: “Razı olmuş ve razı olunmuş olarak Rabbine dön” ( Fecr Suresi, 28) kelâmıyla hitab edilmiştir. Bu makamdaki salikin zikri,”Hay” ismidir. Makamı ise müşahade makamıdır. Seyri Allah'tadır ( Seyr -i fillâh ). Âlemi; Lâhut (Ruhanîler) Âlemi, mahalli; Sırrın Sırrı'dır. Beşerî sıfatlardan büsbütün yok olmakla fenâya varmıştır. Fakat bu makama varanlar arif değil, velidirler. O yüzden başkasını irşad edemezler.