Şeytanın uğraşmaktan yorulup bıkması için hangi duayı sabah namazından sonra okumalıyız?
‘Ey Allâh! Gerçekten Sen bize büyük bir düşman musallat ettin ki ayıplarımızı görmektedir, o ve zürriyeti bizim kendilerini görmediğimiz taraftan bizi görmektedir.
Ey Allâh! Onu rahmetinden ümitsiz bıraktığın gibi, bizden de ümitsiz bırak, ona affından ümit kestirdiğin gibi, bizden de ümit kestir ve onunla cennetinin arasını uzaklaştırdığın gibi bizimle onun arasını uzaklaştır.
Şüphesiz ki gerçekten Sen her şeye hakkıyla gücü yetensin!’ duâsını okurum (onun için sen beni saptırmaya yol bulamazsın)!” (es-Sefîrî, el-Mecâlisü’l-va‘zıyye, 2/307; el-Ğazâlî, el-İhyâ, 3/37; ed-Deyrabî, el-Mücerrebât, sh:50; Ali ibni Hasen el-‘Attâs, el-Kırtâs, 1/191; el-Gümüşhânevî, Mecmû‘atü’l-ahzâb, Muhyiddîn-i Arabî cildi: 2/606; İbnü Acîbe, el-Bahru’l-medîd, 2/346)
Muharrem el-Kastamônî (Rahimehullâh)ın beyânı vechile; “er-Risâletü’l-Muslihıyye” isimli eserde şöyle zikredilmiştir: Muhammed ibni Vâsi‘ (Radıyallâhu Anh) her gün sabah namazından sonra bu duâyı okurdu, bir gün mescid yolunda İblis karşısına çıktı ve ona: “Ey İbni Vâsi‘! Sana bir hâcetimden dolayı geldim, ne olur beni ümitsiz bırakma” dedi. O da: “Ey La‘în! Nedir o hâcetin?” deyince İblîs: “Beni mübtela olduğum büyük bir belâdan kurtarmanı istiyorum, sen bu ta‘vîzi (sığınma duâsını) okuduğun zaman (ben mahvoluyorum)” dedi.
Bunun üzerine İbni Vâsi‘ (Radıyallâhu Anh): “O benim virdimdir, onu asla terketmem” deyince İblis: “Madem onu bırakmayacaksın, bari kimseye öğretme, ben de ebediyyen sana dokunmayayım” dedi. O zaman İbni Vâsi‘ (Radıyallâhu Anh): “Ben de bunu karşılaştığım herkese öğreteceğim, artık istediğini yapabilirsin” dedi.
İşte bundan dolayı İbni Vâsi‘ (Radıyallâhu Anh) İblis’e cefa olsun diye bu duâyı varaka(kağıt)lara yazıp ashâbına tevzi etti (dağıttı). (el-Ğazâlî, el-İhyâ, 3/37; Muharrem ibni Muhammed ez-Zeylî el-Kastamônî, Künûzü’l-evliyâ, sh:112; ez-Zebîdî, el-İthâf, 7/283)
İmâm-ı Deyrabî (Rahimehullâh)ın beyânı vechile; bu duâyı sabah okuyan akşama kadar şeytandan emin olur, akşam okuyan da sabaha kadar şeytanın vesveselerinden ve şerlerinden emin olur. (ed-Deyrabî, el-Mücerrebât, sh:50)
Anlamı: Ey Allâh! Gerçekten Sen bize büyük bir düşman musallat ettin ki ayıplarımızı görmektedir, o ve zürriyeti bizim kendilerini görmediğimiz taraftan bizi görmektedir.
Ey Allâh! Onu rahmetinden ümitsiz bıraktığın gibi, bizden de ümitsiz bırak, ona affından ümit kestirdiğin gibi, bizden de ümit kestir ve onunla cennetinin arasını uzaklaştırdığın gibi bizimle onun arasını uzaklaştır.
Şüphesiz ki gerçekten Sen her şeye hakkıyla gücü yetensin!