Yaratılmışlar arasında birtakım fazîlet farkları takdir edilmiştir. Bazı mekânlar diğer mekânlardan, bazı zamanlar da diğer zaman dilimlerinden üstün ve fazîletli kılınmıştır. Ramazân-ı Şerîf ayı da diğer aylardan fazîletlidir. Bu ayda yapılacak olan sâlih amellerin mükâfatı, sâir aylarda yapılacak olan amellerden fazla; işlenecek haramların günahı da yine sâir aylarda işlenen haramların günahından fazladır.
Cuma günü, günlerin en fazîletlisidir. Bu mübârek günün fazîleti, Ramazân-ı şerîf ayının da fazîletiyle birleştiğinde hususî bir fazîlet kazanır. Buna göre, Ramazân-ı şerîf ayının Cuma günlerini ihyâ etmenin mükâfatı, senenin sâir aylarındaki Cuma günlerini ihyâ etmenin mükâfatından farklı olur. Nitekim hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur: “Ramazândaki Cumanın (diğer Cumalara) üstünlüğü, Ramazân’ın diğer aylara üstünlüğü gibidir.”[1]
Yâsîn-i Şerîf’in Fazîleti
Yâsîn Sûresi, bir hadîs-i şerîfte beyân olunduğuna göre Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi mesabesindedir. Zira mânâsı, Kur’ân-ı Kerîm’de özellikle vurgulanan konuları hâvîdir. Sûre-i Celîlede, anahatlarıyla tevhîd, âhiret ve risâlet hakkında deliller zikredilmiş; vahiy, nübüvvet, yeniden dirilme ve hesaba çekilme gibi konularla örneklerle işlenmiştir. Sûre-i Celîle’yi mânâsını tefekkür ederek okuyanlar, âhiret ahvâlini âdeta canlı şekilde yaşamış gibi bir hâle bürünürler.
Yâsîn-i Şerîf’in, Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi oluşu konusunda, etkileyici üslubu vesilesiyle ruhları ve kalpleri harekete geçirmesi gibi bir incelikten de bahsedilmiştir.
“Yâsîn”in birçok mânâsı vardır ve Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in de isimlerindendir. Hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur: “Benim Kur’ân’da yedi ismim vardır. Muhammed, Ahmed, Yâsîn, Tâhâ, Müddessir, Müzzemmil ve Abdullah.”[2]
Yâsîn-i Şerîf’in pek çok fazîleti vardır. Ölmek üzere olanlara ve kabir ehline okunmasındaki faydalar, okumaya devam edenlerin hâcetlerinin yerine geleceğine dair müjdeler bu fazîletlerdendir.
Ramazân’ın Cuma Günlerinde Yâsîn Okumak
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:
“Her kim ramazân-ı şerîf ayının her cumasında Yâsîn Sûresi’ni okumaya devam ederse, Allâh-u Azze ve Celle onu iman takısıyla takılar ve vakar tacıyla taçlandırır. Şahitlerin huzurunda (mahşer günü) bir münâdî: ‘İşte bu, Allâh-u Te’âlâ’nın sana ramazân-ı şerîf ayında Yâsîn Sûresi’ni okumana karşılık sevabıdır’ diye nida eder.”[3]
Cuma günleri, Yâsîn-i Şerîf okumanın yanı sıra Kehf ve Duhân Sûrelerini okumak da günün sünnetlerindendir.
Dipnotlar
[1] Deylemî, el-Firdevs No:4352
[2] İbnü Kesîr Tefsiri, Yâsîn Sûresi tefsiri.
[3] İsmail Hakkı el-Bursevî, Mecâlisü’l-Va‘z- ve’t-Tezkîr, sh:110.
[1] Deylemî, el-Firdevs No:4352
[2] İbnü Kesîr Tefsiri, Yâsîn Sûresi tefsiri.
[3] İsmail Hakkı el-Bursevî, Mecâlisü’l-Va‘z- ve’t-Tezkîr, sh:110.