Şeytan, insanoğlunun en büyük ve en amansız düşmanlarındandır. İnsanlık tarihi itibariyle, insan şeytan mücadelesi, her zaman güncelliğini korumuştur. Şeytanın hileleri karşısında binlerce, milyonlarca insan tökezleyip, delalet bataklığa saplanmakta. Şeytani ordular iğra ile tatbikata koyduğu planı sayesinde her gün Adem oğullarından birçoğunu kendisine katarak ilerlemekte.
Allah’ Teala, şeytanın korkunç hilelerini ortaya koyuyor. Dileyen herkesin açıkça görebileceği bir şekilde düşmanın planlarını ifşa ediyor. Allah şeytanla olan mücadelelerinde Adem oğluna destek olmak için, onun bütün giriş yollarını izah etmiştir ve Adem oğlunu çaresiz bir vaziyette başıboş bırakmamıştır. Düşmanıyla mücadelesinde faydalanacağı her şeyi, Allah’ın vadini kazandıracak sebepleri Kur’an ve sünnete en güzel şekliyle izah etmiştir. Bu durumda mü’min, Kur’ an ve sünnet ışığında, şeytanın şerrinden korunmalıdır. Müminin görevi; şeytana mağlup olmak değil, galip olmaktır.
Bu yazımızda ebedî düşmanımız olan ve asla emekliye ayrılmayan şeytandan korunma yollarını sizler için derledik.
- Şeytanı tanımak, Allah’ı Teâlâ bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın.” (Fatır, 6) Kiminle savaştığını düşmanın zayıf taraflarını planlarını sahip olduğu silahları ve miktarını askerlerin sayısını ve zayıf noktalarını bilmeyen bir insan düşmanı ile savaşamaz.
- Hakiki iman, şeytana aldanmamak, ondan korunmak ve onun şerrinden uzak kalmak için en sağlam ve en kestirme yol, öncelikle kuvvetli bir imana sahip olmaktır. Iman, şeytanın karşısında büyük bir güçtür, engeldir. Şeytan kuvvetli bir iman karşısında duramaz ve savaşamaz.
- İstiaze, herhangi bir işe başlarken ve herhangi bir münasebetle “Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm”, yani; “Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım” cümlesini söylemeye verilen isimdir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın! Çünkü O işitendir, bilendir.” (A‘râf, 200; Fussılet, 36)
- Günahlardan Sakınmak, şeytanların sızabileceği hiç bir boşluk ve günah penceresi bırakmamak gerekir. Maneviyat âlemimizde açılan bir gedik, onların sızmasına zemin hazırlayabilir. Zira şeytan, insanların günah işleyerek açtıkları menfezlerden girerler ve onları çepeçevre kuşatırlar. Bu sebeple, işlenen her günah, şeytanin tuzaklarına açılan kapı ve pencere durumundadır.
- Cemaat halinde olup, yalnız kalmamak. İnsan, günaha meyilli bir varlıktır. Özellikle tek başına kaldığında şeytan bu fırsatı değerlendirir, vesveseleriyle ona “arkadaşlık” eder. Yalnız kalmak insanı manen tehlikelere maruz bırakıyor, cemaat halinde olmak ise otokontrol sağlıyor, insanlar birbirlerini korumada yardımcı oluyorlar.
- Peygamber Efendimiz bu konuda bize şunu bildirir: “Dikkat edin! Cemaat halinde olun. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden ise uzak durur.” (Tirmizi, Fiten, 7) Zikir, “Takvâ sahibi mü’minler, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğunda Allah’ı hatırlar, durup düşünürler. Bir de bakarsın ki derhal gerçeği görüvermişlerdir.” (A‘râf, 201) Ömrün tamamını kapsayan ve mü’minin Allah’la olan irtibatının kesilmesine izin vermeyen zikir, korunma yönteminin en etkin olanıdır.
- Allah yolunda cihad, “Bizim uğrumuzda cihad edenleri biz elbette yollarımıza iletiriz. Muhakkak ki Allah iyilik edenlerle beraberdir.” (Ankebut-69) Allah hidayeti cihat şartına bağlamıştır. En üstün cihat, nefse ve şeytana karşı yapılan cihattir. Allah kendi rızasını cihad eden kişiyi kendi yollarına iletir ve şeytanın her türlü tuzaklarından uzak tutar.
- Boş sözlerden kaçınmak, üzerine hayırlı bir amel bina edilmeyen ve bir maslahatı yerine getirmeyen her söz, boş faydasız konuşmadır. Faydasız konuşmalara dalmak, şeytanın nefse nüfuz için kullandığı ve neticede insanı delalete kadar sürükleyen en önde gelen ve vesilelerden biridir.
- Allah yolunda infak, Şeytan insanın nefsine fakirlik korkusu ilka ederek onu Allah yolunda infaktan uzaklaştırmaya çalışır. İnsana sahip olduğu malın kendi mülkü olduğu vehmini verir. Rabbimiz Kur’an’ı Kerimde bu gerçeğe işaret eder: “Şeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkin -hayasızlığı emrediyor. Allah ise, size kendisinden bağışlama ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.” (Bakara- 268) Allah her şeyin gerçek sahibi kendisi olduğunu vurgulamıştır ve Allah yolunda infakı emretmiştir.
- Nefis muhasebesi, Şeytana karşı korunmaya çalışanlar için, nefis muhasebesi zor olsa da her an yudumlamak, nefislerini yönelip arız olan kirleri temizlemek ve nefse bulaşan her kötülüğü İhlas ile silmek gerekir. Rabbimiz nefis muhasebesi için şöyle buyurmaktadır: “Ey inananlar! Allah’tan sakının; herkes yarına ne hazırladığına baksın; Allah’tan sakının, çünkü Allah işlediklerinizden haberdardır.” (Haşr, 18)