İslam âlimlerinin ekseriyetine göre; Lokman Hekim bir peygamber değil, hikmet sahibi bir zat olduğu yönündedir. Hikmetin bir anlamı da nazari ilimleri elde ettikten sonra kazanılan ruhi olgunluk, söz ve davranışlarda isabet melekesidir. Lokman Hekim ile ilgili şöyle bir olay anlatılır: Davut peygamber, bir gün Lokman Hekimden bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesini istemiş. Lokman Hekim de ona kestiği koyunun dilini ve yüreğini (kalbini) getirmiş. Birkaç gün sonra Davut peygamber Lokman Hekimden yine bir koyun kesmesini, keseceği hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini istemiş. Lokman Hekim hayvanın yine dilini ve yüreğini getirmiş. Hz. Davut’un Lokman Hekimden her iki isteğinde de aynı et parçalarını getirmesinin sebebini sorması üzerine, Lokman Hekim şöyle cevap vermiş: İnsanda bu iki uzuv (dil ve kalp) iyi olursa o insandan daha iyisi, bu iki uzuv kötü olursa o insandan daha kötüsü olmaz” diye cevap vermiş.
Kuran-ı Kerimde Lokman Suresi bulunmaktadır. Allah (cc) Kuran-ı Kerimde Lokman Hekim dili ile bize masaj vermektedir. İlgili Ayetler:
“Lokman, oğluna nasihat ederek: «Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür (karanlıktır).» dedi.” (Lokman, 13)
“–Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.” (Lokman, 16)
“–Yavrucuğum! Namazını dosdoğru kıl! İyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış! Başına gelenlere sabret! Doğrusu bunlar, azmedilmesi icap eden, (büyük bir azim ve kararlılık gerektiren) işlerdir.” (Lokman, 17)
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez!” (Lokman, 18)
“Yürüyüşünde mutedil ol! (Ne çok hızlı, ne de yavaş yürü! Sükûnet ve vakarını muhafaza et!) Sesini alçalt! (Bağırıp çağırarak konuşma!) Unutma ki, seslerin en çirkini merkep sesidir.” (Lokman, 19)
Lokman Hekim’in oğlu üzerinden insanlara dünya ve ahiret saadetini kazandıracak nasihatleri şöyledir:
“Ey oğlum! Takvayı kendin için ahiret sermayesi edin! Çünkü takva, mal ve mülk ile olmayan bir ticarettir!”
“Ey oğlum! Cenazede hazır bulun! Çünkü cenaze, sana ahireti hatırlatır. Haram ve günahlar ise, senin dünyaya karşı meylini artırır.”
“Ey oğlum! Yalan söyleyen kimsenin nuru gider. Kötü huylu olan kimsenin gam ve kederi çoğalır.”
“Ey oğlum! Anlayışsız kimseye bir meseleyi anlatmak, ağır bir kayayı yerinden oynatmaktan daha zordur.”
“Ey oğlum! Cahili bir yere elçi olarak gönderme! Eğer akıllı ve hikmet sâhibi birini bulamazsan, kendin git!”
“Ey oğlum! Dünya derin bir deniz gibidir. Çoğu insan orada boğulmuştur. Takva gemin, iman yükün, tevekkül hâlin, Salih amel azığın olsun! Kurtulursan Allah Teâlâ’nın rahmetiyle, boğulursan günahın sebebiyledir.”
“Ey oğlum! Horoz senden daha akıllı olmasın! O her sabah, zikir ve teşbih ediyor, sen ise uyuyorsun!”
“Mide dolarsa, tefekkür uykuya dalar. Azalar da ibadetten geri kalır!”
“Ey oğlum! Öyle arkadaş seç ki, ayrıldığınız zaman, ne sen onları, ne de onlar seni dillerine dolasınlar!”
“Dostlarını koru! Yakınlarını ziyaret et!”
“Ey oğlum! Üç şey, üç şeyle bilinir: Hilim (yumuşak huylu olmak) gazap ( öfke )ânında, şecaat ( cesaret )harp meydanında, kardeşlik ise ihtiyaç ânında.”
“Günahlar dışında, arkadaşlarına muvafakat eyle!”
“Ey oğlum! İnsanlar her gün ibadet ve tâati ihmâl ettikleri hâlde nasıl olur da vadolundukları azaptan korkmazlar!”
“Ey oğlum! Dünyadan yetecek kadar al, ona kapılma, aksi hâlde bu, ahiretine zarar verir. Dünyadan tamamen de el-etek çekme, yoksa insanlara yük olursun. Oruç tut, bu, şehvetini kırar. Ancak seni namazdan alıkoyacak kadar da çok oruç tutma! Çünkü Allah katında namaz, oruçtan daha büyüktür…”
“Ey oğlum! İyiliği, ondan anlayana yap. Nitekim koç ile kurt arasında dostluk olmadığı gibi, iyi ile kötü arasında da dostluk olmaz. Çekişmeyi seven, hakarete uğrar; kötülük olan yerlere giden, töhmet altında kalır; kötülüğe yaklaşan, kendini kurtaramaz ve dilini tutmayan pişman olur.”
“İyilerin hizmetinde bulun; fakat kötülerle dostluk kurma!”
“Ey oğlum! Emin bir kimse ol ki, zengin olasın. Kalbin günah lekeleriyle dolu olduğu hâlde insanlara, Allah’tan korkuyormuş gibi görünme.”
“Kendini unutup da insanlara iyiliği emretme! Yoksa senin durumun, insanlara ışık verdiği hâlde kendisi yanarak tükenen muma benzer!”
“Ey oğlum! Küçükken edepli olursan, büyüdüğünde faydasını görürsün!”
“Küçük işleri umursamazlık etme! Çünkü küçük, yarın büyüğe dönüşür.”
“Ey oğlum! Dünya hayatı kısadır. Senin oradaki ömrün ise daha da kısadır. Bu kısa ömrün de az bir kısmı kalmıştır.”
“Ey oğlum! Gönlünü kederlerle ve üzüntülerle meşgul etme. Aç gözlülükten sakın. Takdire rıza göster. Allah tarafından sana verilene kanaat et ki, hayatın güzelleşsin, gönlün sürurla dolsun ve hayattan zevk alasın.”
Resul-i Ekrem ( sav) Lokman Hekim’den haber vererek şöyle buyurdu:
“Lokman, oğluna: «Allah Teâlâ, kendisine emanet edilen şeyi korur! Ben de seni, malını, dinini ve amelinin sonunu, Allah Teâlâ’ya emanet ediyorum!» dedi.” (İbn-i Hanbel, II, 87)
“Pek çok Enbiya’ya -aleyhimüsselâm- hizmet ettim. Kelâmlarından sekiz sözü hulâsa olarak seçtim. Eğer dikkatli olur da, bu sekiz hasletle amel edersen, kurtuluşa erersin:
1- Namazda iken kalbini,
2- İnsanların arasında iken dilini,
3- Sofrada elini,
4- Başkasının evinde iken de gözünü muhafaza et.
Diğer dört hasletin de ikisi daima hatırlanması, ikisini ise unutulması icap eden şeylerdendir:
Her ahvâlde hatırlayacağın iki husustan birincisi, Allah Teâlâ’dır ki, O’nu çokça zikret! İkincisi ise, ölümdür ki, onu da hiç unutma!
Unutacağın iki şeyden biri, başkasına yapmış olduğun iyiliklerdir ki, hemen unut! Bir de, başkalarının sana yapmış olduğu kötülükleri unut!..”
Rivayete göre Lokman Hekim’in yüzük taşında:
“Gördüğünü gizlemen, şüphe ettiğini açıklamandan daha güzeldir!” yazılı idi.