10 madde ile imanın tadına varmak nasıl olur anlatmaya çalışacağız. Rabbim herkese bu hissiyatı yaşatsın inşaAllah.
- Allah ve Resulünü her şeyden ama her şeyden daha çok severek. İmanın tadına varmanın en önemli yollarından birisidir. Bu sevgi nasıl olur? Onuda yine sevginin kahramanları olan sahabe efendilerimizin hayatlarına müracaat ederek görüyoruz.
- Kimi seversek sevelim, sevdiklerimiz, sadece ve sadece Allah için seversek. Birini sevdik ve Allah için diyoruz. Allah için mi ? Testi kolay. Sevdik birini. 3-5 sene sonra o kardeşin elindeki maddiyatı yitirdi. Aynı mı yüreğindeki sevgi o kardeşine karşı? Aynıysa demek ki sen Allah için sevdin. Dün bir makam sahibiydi kardeşin. Senin için bulunmaz hint kumaşıydı. Her hafta sohbet ederdin, onunla buluşmak için elinden geleni yapardın. O kardeşin düştü o makamdan aşağı, sende düştün mü yoksa aynı mısın? Allah için seven bir adam hiçbir durumdan etkilenmez. Başka bir hesabı olmaz Allah için sevenin. Sevgide artma adına değişiklik gösterir, azalma adına değil! Ve eğer bu varsa, o zaman imanın tadını alır.
- İman ettikten sonra küfre dönmeyi ateşe cehenneme atılır gibi kerih görürsek. Geldin ama imanın dışındaki bir dünyaya bakıyorsun. Yüreğinde eğer onlara karşı bir kerahat duyuyorsan, sen imanın tadına varırsın. Söylenen bu 3 maddenin bir hadisten delili var. Enes b. Malik naklediyor (Aynen bunları söylüyor): “3 şey kimde bulunursa, o imanın tadını almış olur: -Allah ve Resulünü her şeyden ama her şeyden daha fazla sevmek, -Sevdiğimizi sadece ve sadece Allah için sevmek, -İman ettikten sonra küfre dönmeyi ateşe cehenneme atılır gibi kerih görmek. (Buhari, Müslim gibi onlarca hadis kitabında mevcuttur bu rivayet)
- Kadın olarak kocasının meşru olan taleplerini yerine getirme hususunda hassas olursak. Bu da imanın tadını tattırıyormuş insana. Bunu Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) diyor. Muaz İbn. Cebel’in rivayet ettiği uzun bir hadisin son kısmı şöyledir: “Bir kadın kocasının meşru isteklerini yerine getirmediği müddetçe, asla imanın tadına erişemez.” (Hakim, Müstedrek)
- Haklı olmamıza rağmen tartışmaları devam ettirmeyip, bırakırsak. İmanın tadına varacağımız yollardan bir yol.
- Şaka da olsa yalana kapı açmayıp, doğruluktan asla taviz vermezsek.
- Allah’tan gelen her bela ve musibete rıza gösterip, sabretmek. Bu 3 maddenin de delili bir hadis. Abdullah İbn Mesud rivayet ediyor: “Efendimiz -aleyhissalatu vesselam- buyurdu ki: 3 haslet var ki, bunlar kimde bulunursa, imanın tadını almış olur: -Haklı olmamıza rağmen tartışmaları devam ettirmeyip, bırakmak. – Şaka da olsa yalana kapı açmayıp, doğruluktan asla taviz vermemek. – Başına gelen bir belanın ille de daha önce yaptığı bir hata nedeniyle olmadığını veya yaptığı hatanın sebebiyle başına bir bela geleceği korkusuna kapılmamak. Bu 3. maddede söylenen başka bir şey var. İşin zemininde Allah’tan gayrı hiçbir şey düşünmemek, her şeyi Allah’a bağlamak, kadere iman meselesinde söylenen hayır ve şerri Allah’tan bilme adına bize söylenen bu mesajla bağı olarak önemli bir şey söylüyor. Bunu da siz düşünün, 7.maddeyle birlikte söylediklerim
- (Özellikle gençler) Harama bakmayı terkeder, helal daire ile yetinirsek. İmanın tadını alırız böyle olursa. İmanın tadına insanlık tarihi içerisinde en fazla varan iki cihan serveri Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz konuşuyor: “Harama bakmak şeytanın oklarından zehirli bir oktur. Kim benim korkumdan dolayı harama bakmayı terk ederse, onun kalbine tadını çokça hissedeceği bir iman veririm. (Taberani, Mu’cemül-Kebir, c.10, sayfa: 173) Düşünebiliyor musunuz kardeşlerim… Haram karşınızda, her yer dolu zaten; evin içinde, elinizdeki cep telefonunuzda. Her tarafta var ve sonra imanın tadına varan Muallimi Ekber’in sözü aklınıza geliyor ve o anda haramla karşı karşıyasınız, gözünüzü kısıyorsunuz. Allah’ın izniyle öyle bir tat Allah size tattırıyor ki, onun izahı yok. Efendimiz demişti Haris b. Malik’e hitaben: “Sen öyle bir gençsin ki, tepeden tırnağa iman kesilmişsin.” Bitti mi bu gençler, tarihte mi? Hayır. Ben şuanda da, bundan sonra da olacağına inanıyorum Allah’ın izniyle. Allah korkusuyla çağın Yusufu ve Meryem’i olma adına hassasiyet içinde olup, o imanın tadına varıp ve onuda yansıtan gençler olacağına inanıyorum. Allah sayılarını çoğaltsın. (Amin)
- Her ne durumda olursa olsun Allah ve Resulünden razı olursak. Efendimizin amcası Abbas b. Muttalib rivayet ediyor; Ben Resulullah’tan duydum, o dedi ki: “Kim Rab olarak Allah’tan, din olarak İslâm’dan, Resul olarak Hz. Muhammed’den razı olursa, imanın tadına erer. (Müslim, Kitabül İman, 11)
- Kadere iman konusunda selim bir çizgiyi tesis eder ve onu sonuna kadar korursak. “Kadere iman eden kederden emin olur.” demişti Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); “Bir adam kadere iman etmedikçe, ölüme ve ölümden sonra dirilmeye inanmadıkça, asla imanından bir lezzet alamaz.” (Taberani, Mu’cemû’l-Kebir, c.9, s. 157)