Bu sözler için şöyle demiştir: “Şeytanı zikr-i dâim ile yanından defet ve kaçır. Zikr-i dâimi bırakma. O düşmanı helâk eder, hezîmete uğratır ve kırar. Cenâb-ı Hakk’ı dilinle bir kere zikredersen, kalbinle bir çok kere zikret. Yiyeceğini ve içeceğini değiştir. Her halinde vera (takva) sahibi ol. “
Okunuşu: "Bismillâhirrahmânirrahîm.
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm. Mâ şâallahü kân. Lâ ilâhe illallahü’l-melikü’l-hakku’l-mübîn. Sübhânallahi ve bi-hamdih. Sübhânallahi’l-azîm ve bi-hamdih." diyerek şeytanı hezimete uğratmak için yardım al. İşte bu söz ile şeytan yenilgiye uğrar, hezimete uğrar, gücü kırılır, ordusu dağılır.
Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
"Güç ve kuvvet ancak, Yüce ve Azîm olan Allah’tandır. Allah’ın dilediği olur. “Melik” (mülkün sâhibi), “Hakk” (gerçek) ve “Mübîn” (apaçık) olan Allah’tan başka ilah yoktur. Allah noksanlıklardan münezzehtir, uzaktır, “hamd” (övgü) yalnıza O’nadır. “Azîm” (yüce) olan Allah, her türlü noksanlıktan uzaktır ve hamd yalnızca O’nadır."