"Hiçbir şeyin fayda vermeyeceği o gün"de senden altın ve gümüş isteneceğini sanma!.. O gün, tek geçer akçe, Allâh’ın huzuruna takdim edilen, selîm (arınmış) bir kalptir.
Mesnevî: “Şunu iyi bil ki, bu dünyadaki fânî ve yalancı dostlar, sahte sevgililer, sonunda hepsi sana düşman olacaktır. Baş kesen düşman kesilecektir.”
“Hâlbuki sen, feryatlar içinde mezarda: «Ya Rabbi, beni yalnız bırakma!» diye Allâh’a yalvaracaksın.” (c.5, 1523-1524)
Dünya hayatında insanlar bir çok şeyle kalbî ünsiyet ve muhabbet peydâ ederler. Lâkin bekâ âlemine yolculuk sırası geldiğinde, onları terk etmek mecbûriyetinde kalırlar da bu şekilde dünyada iken sevilmiş ve bel bağlanılmış olan şeyler, hiçbir fayda sağlamaz. Dünyada sevilecek şeylerin zirvesini mallar ve evlatlar teşkil ettiği için, Cenâb-ı Hak, onların dahî bekâ âleminde bir fayda sağlamadığını “O gün mal ve evlatlar bir fayda sağlamaz. Ancak Allâh’a götürülen kalb-i selim müstesnâ.” (eş-Şuarâ, 88-89) buyurmaktadır. Bu gerçeği ifâde için şâir de:
Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler
“Yevme la yenfeu” da kalb-i selîm isterler
(Ey hoca/tüccâr, «hiçbir şeyin fayda vermeyeceği o gün»de senden altın ve gümüş isteneceğini sanma!.. (O gün, tek geçer akçe, Allâh’ın huzuruna takdim edilen) selîm (arınmış) bir kalbdir.) demiştir.