Beş vakit namazı cemaatle kılmak mü’min erkekler için vacibe yakın müekked sünnettir. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bütün namazlarını cemaatle kıldığı gibi, birçok hadislerinde de namazı cemaatle kılmanın faziletini dile getirmiş, cemaat sevabından mahrum kalınmamasını tavsiye etmiştir.
Namazın cemaatle kılınması kadınlar için müekked sünnet olmamakla beraber, onlar da imkân nisbetinde bu sevaptan nasiplerini alabilirler.
İmamlıkta aranan bir şart da imamın erkek olmasıdır. Bunun için kadın erkeğe imam olamaz. Kadının kadına imamlığı ve namaz sahihse de mekruhtur. Şayet kadınlar kendi aralarında cemaatle namaz kılacak olurlarsa, imamlığa geçecek kadın ortada, aralarında durur, önlerine geçmez. İmam olan kadının biraz önde durması mekruhtur. En iyisi ve efdal olanı, kadınların cemaat yapmayıp namazlarını tek başlarına kılmalarıdır.
Evde ailece cemaatle namaz kılınabilir. Aile fertleri şu düzene göre dururlar:
Baba imam olur, erkek çocuklar onun arkasına, anne bir saf gerisine, kız çocukları da onun bir saf gerisine dururlar. Fakat yer müsait değilse, bunlar birer ayak boyu geri dururlar. Hep beraber cemaatle namazlarını eda ederler.
Evde sadece karı-koca varsa, bu durumda erkek imam olur, kadın da cemaat olur. Kadın imamdan bir saf boyu geride durur. Fakat yer müsait değilse, kadın imamın topuk hızasını geçmeyecek şekilde yanında durabilir. Tam hizasında durursa namaz bozulur. Namazı bu şekilde cemaatle kılmak sünnettir, kılanlar cemaat sevabını alırlar. Bu namazın, cemaatle kılınan diğer namazlardan farkı sadece yukarıda sözünü ettiğimiz hususlardır.
Kadın erkeklerin olduğu yerde müezzinlik yapamaz. Ancak eşi ve çocuklarının yanında müezzinlik yapmasının bir sakıncası yoktur.
Bu arada şu durumu da hatırlatalım: Karı-koca aynı namazın farzını cemaatle değil de ayrı olarak kılacak olsalar, bir hizada durmalarında mahzur yoktur. Evde kılınan cemaatle namaza, erkeğin kendisine nikâhı düşen veya düşmeyen kadın akrabaları da katılabilirler. Erkek yakınları varsa, yukarıda tarif ettiğimiz saf tertibine göre cemaat olurlar.
Namazın evde cemaatle kılınması, evde mânevî bir havanın teşekkülüne sebep olması açısından önemlidir. Böylece namaz kılma çağına gelmemiş olan çocuklar bile cemaate iştirak etme sevinciyle ruhlarında namazın zevkini yaşarlar. Bu vesileyle ayrıca evde namazın vaktinde kılınması gerçekleştirilmiş olur.
Cemaatle kılınan namazlarda imam sabah, akşam ve yatsı namazını sesli, öğle ve ikindi namazlarını ise sessiz okur. Cemaat ise Fatiha ve zammı süre okumaz ve susar.
İmama uyan bir kimse, yani muktedî, imam tekbir aldıktan sonra, o da tekbir alarak namaza durur. Yalnız Sübhâneke'yi okuyup sükût eder. Fâtiha ve başka âyet okumaz. İmam rükûa gittiği zaman, o da tekbir getirerek rükûa gider. Rükûdaki tesbihleri söyler. İmam rükûdan "Semiallahü limen hamideh" diyerek doğrulur, doğrulduğunda ise, "Rabbenâ lekel-hamd." der. Secdeye gittiklerinde de secde tesbihlerini okur. Üç veya dört rek'atlı namazların ilk oturuşunda sadece Tahıyyât okunur. Son oturuşta ise, Tahıyyât ile beraber salâvat ve dualar okunarak imamla birlikte selâm verilir.
İmama uyan kimsenin, onun arkasında Fâtiha ve zamm-ı sûre okuması tahrîmen mekruhtur. Çünkü imam cemaata riyaseten okumaktadır. İmamın okuması cemaatın okuması yerine de geçer. Nitekim hadîs-i şerîfte de bu husus sarahaten belirtilmiştir. Ancak İmam-ı Muhammed, imamın kırâeti âşikâre yaptığı namazlarda cemaatın okumasını mekruh görmüşse de imamın gizli okuduğu yerlerde cemaatın da okumasını câiz görmüştür.