Fatıma bint Muhammed. İsminin anlamı; “sütten kesilen bebek” demektir. Efendimiz’in (sas) 5. çocuğu ve en küçük kızıdır. Miladi, 605 yılında Mekke’de dünyaya gelmiştir.
Efendimiz’in (sas) çocukları arasında Hazreti Fatıma’nın (ra) yeri çok farklıdır. Çünkü Efendimiz (sas) ile en uzun zaman birlikte olan ve O’nun (sas) ) vefatından sonra kutlu neslini devam ettiren evladıdır. Ayrıca Hazreti Ali’nin (ra) de hanımı olması, hayatı hakkında en ince ayrıntısına kadar bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır. Onu burda anlatmaya sayfalar yetersiz kalır.
Hazreti Fatıma (ra), Hazreti Ali (ra) ile evlenmiştir. Bu evlilikten 3’ü erkek, 2’si kız olmak üzere 5 çocuğu olmuştur. İsimleri ise; Hasan, Hüseyin, Muhassin, Zeyneb ve Ümmü Gülsüm. Kızlarının isimlerini, çok sevip özlediği ablalarının ismini vermiştir. Erkek çocuklarının isimlerini ise Efendimiz (sas) vermiştir.
Hazreti Fatıma’ya (ra) Ümmü Ebîhâ (Babasının annesi) derlerdi. Çünkü kendisine bu ismi Efendimiz (sas) vermiştir.
Âişe validemiz anlatıyor: “Sesi ve konuşma şekli Resulullah’a Fatıma kadar benzeyeni görmedim. Fatıma, Resulullah’ın huzuruna girdiğinde ayağa kalkar, onu öper, “Hoş geldin!” der ve elinden tutup kendi oturduğu yere oturturdu. Resulullah da (sas) Fatıma’nın yanına girince o, ayağa kalkar, onu öper ve elinden tutardı.”(49)
Efendimiz (sas) kızı hakkında şöyle demiştir. “Fatıma benden bir parçadır. Onu sevindiren beni sevindirmiş,onu üzen beni üzmüş olur.”(50)
Bir gün Hazreti Ali (ra) ile Fatıma validemiz aralarında tartışmışlar. Her nasıl olmuşsa Efendimiz (sas) de bundan haberdar olmuş. Olayı bize aktaran sahabî diyor ki: “Yüzünde derin bir üzüntü olduğu halde Efendimiz (sas), Ehl-i Beyt’in hanesine girdi.” Evin içinde olan olayı Hazreti Ali (ra) anlatıyor: “Efendimiz (sas) içeriye girdi; Fatıma’yı sağına, beni soluna oturttu. Önce Fatıma’nın elini tuttu göğsünün üzerine koydu. Sonra benim elimi tuttu; Fatıma’nın elinin üzerine koydu. Bizi öylece barıştırdı. Güldük, konuştuk, sohbet ettik. Efendimiz (sas) çok mutlu bir şekilde evden çıktı.” Sahabe diyor ki: “Eve girerken çok üzüntülü idi, çıkarken O’nun (sas) güldüğünü gördük ve merakla sorduk: ‘Ya Resûlallah! Eve girerken çok üzgündünüz ama şimdi çok sevinçlisiniz? Ne oldu? Bu halinizi bize anlatır mısınız?’ Efendimiz (sas) dedi ki: ‘En çok sevdiğim iki insanı barıştırdım. Ben sevinmeyeyim de ne yapayım? Sevdiğim iki kişinin arasını bulunca, beni sevinmekten hangi şey alıkoyabilir ki?’”
Efendimiz’in (sas) vefatı ile gülmeyi unutan Hazreti Fatıma (ra); bu kedere daha fazla dayanamayıp 6 ay sonra kendiside 27 yaşında vefat etmiştir.
49. Ed-Dımaşkî, Subul el-Hudâ ve’r-reşâd fî sireti Hayri’l-İbâd, c. XI, s. 58
50. Buhari, Fedailü Ashabi’n-Nebi, 12, 29
50. Buhari, Fedailü Ashabi’n-Nebi, 12, 29