Eş-Şâfi.
Hastalara şifa veren.
İnsanın maddî ve manevî, her türlü hastalığına şifa verenin yalnızca Allah (cc) olduğunun bir göstergesidir, Şafi (cc) ism-i celili.
“Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur.” (Şuara, 26/80)
İnsanın acizliğini kavradığı ve ne kadar muhtaç konumda olduğunu en çok fark ettiği anlardan biri, şüphesiz hasta olduğu andır. Her hastalığın kişi üzerinde meydana getirdiği bedensel ve ruhsal etkiler birbirinden çok farklıdır. Bu farklılığın tamamı da hikmetli bir yaratılışın delilidir. Gözle bile görülemeyen bir virüsün insanı tanınmayacak hale sokması, vücuda giren bir mikrobun kimi zaman teşhis dahi edilememesi, eşyayı (ve hadiseleri) halden hale geçiren Allah’ın (cc) sonsuz kudretinin en açık delillerindendir. Bilim adamlarının tek bir virüsü ortadan kaldırmak için yaptıkları araştırma ve deneyler, Allah’ın (cc) yaratmadaki üstünlüğünü gözler önüne serer.
Hastalığı veren Allah (cc) olduğu için, bu hastalığın geçmesi de ancak Allah’ın (cc) dilemesi ile olur. Allah (cc) dilediği takdirde ‘Şâfi’ sıfatı ile verdiği hastalığı ortadan kaldırır. Nitekim, Allah (cc) dilemedikçe tüm dünyanın doktorları, en gelişmiş teknolojik aygıtlar, keşfedilen en etkili ilaçlar bir araya gelse, yine de o kişinin hastalığının iyileşmesi imkânsızdır. Hekimlerin tedavi yöntemleri, kullanılan ilaçlar, ameliyat ya da benzeri operasyonlar hastalığın iyileşmesi için yalnızca birer vesiledir. Eğer Allah (cc) dilerse uygulanan tedaviyi vesile kılarak kişinin iyileşmesine izin verir. Ne var ki Allah (cc) dilemedikçe çok basit gibi görünen bir hastalık dahi kişinin ölümüne sebebiyet verebilir.
Bu durumda insanın yapması gereken, kendi aczine karşılık Rabbinin (cc) sonsuz kudretini görebilmek ve sıkıntı içinde olduğu her an, O’ndan (cc) yardım dilemektir. Hz. Eyüb’ün (as) şeytan tarafından kendisine dokundurulan sıkıntı karşısında gösterdiği güzel ahlak, sabır ve tevekkül, tüm müminlere örnek olmuştur. Allah (cc) onun duasına icabet etmiş ve onu bu sıkıntıdan kurtarmıştır. Hz. Eyüp (as) ise sabretmenin ve yalnızca Allah’a (cc) yönelip dönmenin büyük ecrini almıştır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hastalara şu ifadelerle dua ediyordu:
Okunuşu: “Allahümme rabbe’n-nas! Müzhibe’l-be’si işfi ente’ş-şâfi lâ şâfiye illa ente şifâen la yuğâdiru sekamen”
Anlamı: “Ey insanların Rabbi olan Allah’ım! Bu ızdırabı gider. Şifayı veren ‘Sen’sin, ‘Sen’den başka kimse şifa veremez. ‘Sen’ hiç hastalık bırakmayacak bir şifa ver.”
- “Ya Şafi” her türlü maddi ve manevi rahatsızlıklardan, hastalıklardan kurtulmak için ihlaslı bir kalp ile 391 kere zikredilir.
EŞ ŞAFÎ İSM-İ CELİLİYLE DUA
Şifa veren, iyileştiren, tam olarak kâfi gelendir.
Ey hayatın ve ölümün Sahibi olan Allah’ım!
Ey bu muhteşem kâinatın, gece ve gündüzün Sahibi olan Allah’ım!
Ey bedenimize ve ruhumuza şifa veren Allah’ım!
Bedenimizi ve kalbimizi hastalıklardan arındır!
Sisli puslu fırtınalarda dolaşan avare ruhlarımıza Şafî isminle şifa ver!
Dirilt ruhlarımızı Rabbim!
Şafi İsminle dua ediyorum Sana Allah’ım;
Tevekkül ve hırs çarpıştığında ruhlarımızda,
Azap çeken ruhlarımıza Şafi İsminle şifa ver Rabbim!
Sen ki öldüren ve diriltensin Allah’ım!
Sonsuz hikmetinle verdiğin hastalıkları sonsuz Kudretinle al üzerimizden!
Her sevinçte ve her kederde senin Esmânı hatırlamamızı nasip et bize!
Yolunu kaybeden bir çocuk çaresizliğiyle,
Şifa ararken bu dünyada,
Yegâne şafinin Sen olduğun hakikatini sal kalbimize!
Dermanı veren de, şifayı veren de Sensin Allah’ım!
Dermanların içinde Sen şifa nasip et derdimize!
Hercai ruhlarımızı Sana döndür!
Şafi İsminle şifa ver gönüllerimize Allah’ım!
Olgunlaştırdığın gibi her bir meyveyi güneş altında,
Öyle olgunlaştır ruhlarımızı da
Verdiğin her musibet ve hastalıkta Allah’ım!
Bizi bizimle bırakma!
Bizi Sensiz bırakma!
Her musibet vaktini,
Kabule şayan dua vakti eyle bize Rabbim!
Kalbî dualarımızı kabul eyle!
Verdiğin her elem ve sevinçte adım adım yaklaşmamızı nasip et Sana Allah’ım!
İbrahim’in (a.s) diliyle şahitlik ediyorum şimdi Sana: “Ben hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur!” (Şuara, 80)
Yegâne şifa veren Sensin!
Bize şifa ver Rabbim!
Takip ederken her kederi sevinç, her sevinci keder
Ve her yükseliş ve inişte,
Bir adım,
Bir adım daha
Yaklaştır kalbimizi Sana Allah’ım!
Ey merhametlilerin en Merhametlisi olan Allah’ım!
Eyyüb’ün (a.s) diliyle dua ediyorum Sana: “Bu hastalık beni sarıverdi. Sen ise merhametlilerin en merhametli olanısın! ” (Enbiya, 83)
Bize merhamet et!
Bizi bağışla!
Şifa ver bize Allah’ım!
“Kur’an iman edenler için, hidayet rehberi ve şifadır” (Fussilet, 41-44)
Hidayet rehberi Kuran’ın
Ruhumuza kazınsın bugün!
Bugün ilaç olsun Kur’an şifaya muhtaç ruhlarımıza!
Bugün ve her gün yeniden
Aydınlat dünyamızı Kur’anla Allah’ım!
Ya Şafî! Ya Şafî! Ya Şafî! Ya Kâfi!
Ey şifa veren Allah’ım!
Her derdin ilacı Sensin!
Ey her şeye kâfi gelen Allah’ım!
Ruhumuzun ilacını ver bize!
Tohum toprağı nasıl zorlarsa
Sessiz ve habersiz,
Öyle derinden yerleştir imanı kalplerimize!
İmanı ruhumuza nakşedecek hikmet ver bize Allah’ım!
Bize şifa ver!
Ruhumuzu arındır!
Adımızı salihlerle yaz!
Her musibet ve her sıkıntımızda,
Sonbahar yaprakları gibi dökülsün günahlarımız bir bir…
Çektiğimiz elem kefaret olsun günahlarımıza!
Sen şifa ver bize!
Dualarımızı kabul et Katında Allah’ım!
Âmin! Âmin! Âmin!
Velhamdülillahi Rabbil Âlemin!
Resulullah’ın (s.a.v) diliyle dua ediyorum Sana Rabb’im;
Ne olur duamı kabul buyur Dergâhında!
“Allah’ım! Ey insanların Rabbi, zararımızı gider, şifa ver, şifa veren sensin. Senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hastalık nedir bırakmasın.”
“Ey insanların Rabbi, ey zararı def eden, şifa ver! Şifa veren sadece sensin. Senden başka şifa veren yoktur. Öyle bir şifa ver ki geriye hastalık nedir kalmasın.”
“Rabbena, Atina fiddünya haseneten ve fil ahret i haseneten ve kina azaben nar.” ( Bakara, 201)
“Rabbimiz dünyada da bize iyilik ve güzellik ver; ahirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi ateşin azabından koru.”
Âmin.
Şifa veren, iyileştiren, tam olarak kâfi gelendir.
Ey hayatın ve ölümün Sahibi olan Allah’ım!
Ey bu muhteşem kâinatın, gece ve gündüzün Sahibi olan Allah’ım!
Ey bedenimize ve ruhumuza şifa veren Allah’ım!
Bedenimizi ve kalbimizi hastalıklardan arındır!
Sisli puslu fırtınalarda dolaşan avare ruhlarımıza Şafî isminle şifa ver!
Dirilt ruhlarımızı Rabbim!
Şafi İsminle dua ediyorum Sana Allah’ım;
Tevekkül ve hırs çarpıştığında ruhlarımızda,
Azap çeken ruhlarımıza Şafi İsminle şifa ver Rabbim!
Sen ki öldüren ve diriltensin Allah’ım!
Sonsuz hikmetinle verdiğin hastalıkları sonsuz Kudretinle al üzerimizden!
Her sevinçte ve her kederde senin Esmânı hatırlamamızı nasip et bize!
Yolunu kaybeden bir çocuk çaresizliğiyle,
Şifa ararken bu dünyada,
Yegâne şafinin Sen olduğun hakikatini sal kalbimize!
Dermanı veren de, şifayı veren de Sensin Allah’ım!
Dermanların içinde Sen şifa nasip et derdimize!
Hercai ruhlarımızı Sana döndür!
Şafi İsminle şifa ver gönüllerimize Allah’ım!
Olgunlaştırdığın gibi her bir meyveyi güneş altında,
Öyle olgunlaştır ruhlarımızı da
Verdiğin her musibet ve hastalıkta Allah’ım!
Bizi bizimle bırakma!
Bizi Sensiz bırakma!
Her musibet vaktini,
Kabule şayan dua vakti eyle bize Rabbim!
Kalbî dualarımızı kabul eyle!
Verdiğin her elem ve sevinçte adım adım yaklaşmamızı nasip et Sana Allah’ım!
İbrahim’in (a.s) diliyle şahitlik ediyorum şimdi Sana: “Ben hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur!” (Şuara, 80)
Yegâne şifa veren Sensin!
Bize şifa ver Rabbim!
Takip ederken her kederi sevinç, her sevinci keder
Ve her yükseliş ve inişte,
Bir adım,
Bir adım daha
Yaklaştır kalbimizi Sana Allah’ım!
Ey merhametlilerin en Merhametlisi olan Allah’ım!
Eyyüb’ün (a.s) diliyle dua ediyorum Sana: “Bu hastalık beni sarıverdi. Sen ise merhametlilerin en merhametli olanısın! ” (Enbiya, 83)
Bize merhamet et!
Bizi bağışla!
Şifa ver bize Allah’ım!
“Kur’an iman edenler için, hidayet rehberi ve şifadır” (Fussilet, 41-44)
Hidayet rehberi Kuran’ın
Ruhumuza kazınsın bugün!
Bugün ilaç olsun Kur’an şifaya muhtaç ruhlarımıza!
Bugün ve her gün yeniden
Aydınlat dünyamızı Kur’anla Allah’ım!
Ya Şafî! Ya Şafî! Ya Şafî! Ya Kâfi!
Ey şifa veren Allah’ım!
Her derdin ilacı Sensin!
Ey her şeye kâfi gelen Allah’ım!
Ruhumuzun ilacını ver bize!
Tohum toprağı nasıl zorlarsa
Sessiz ve habersiz,
Öyle derinden yerleştir imanı kalplerimize!
İmanı ruhumuza nakşedecek hikmet ver bize Allah’ım!
Bize şifa ver!
Ruhumuzu arındır!
Adımızı salihlerle yaz!
Her musibet ve her sıkıntımızda,
Sonbahar yaprakları gibi dökülsün günahlarımız bir bir…
Çektiğimiz elem kefaret olsun günahlarımıza!
Sen şifa ver bize!
Dualarımızı kabul et Katında Allah’ım!
Âmin! Âmin! Âmin!
Velhamdülillahi Rabbil Âlemin!
Resulullah’ın (s.a.v) diliyle dua ediyorum Sana Rabb’im;
Ne olur duamı kabul buyur Dergâhında!
“Allah’ım! Ey insanların Rabbi, zararımızı gider, şifa ver, şifa veren sensin. Senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hastalık nedir bırakmasın.”
“Ey insanların Rabbi, ey zararı def eden, şifa ver! Şifa veren sadece sensin. Senden başka şifa veren yoktur. Öyle bir şifa ver ki geriye hastalık nedir kalmasın.”
“Rabbena, Atina fiddünya haseneten ve fil ahret i haseneten ve kina azaben nar.” ( Bakara, 201)
“Rabbimiz dünyada da bize iyilik ve güzellik ver; ahirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi ateşin azabından koru.”
Âmin.