Tedavisi: Bu kötü düşüncelerin ve şehvetin nefsi hükmü altına almaması için başlangıçta bunları reddetmektir. Bu ise devamlı Allahu Teala'yı zikretmekle, insanların açık hallerini bildikleri gibi Hak Teala'nın da gizli hallerini bildiğini yakinen idrak edip sürekli Allah'tan korkmakla mümkündür. Nitekim bu hale ulaşan kimse insanların baktıkları dış görüntüsüne önem verip düzenlemesi ve Hak Teala'nın nazargahı olan kalbini iç alemini ise onarmayıp islah etmemesinden dolayı Allah'tan haya eder. Nitekim Allah Resulu şöyle buyurmuştur:
Muhakkak ki Allah sizin suretlerinize şeklinize mallarınıza bakmaz bilakis kalplerinize ve amellerinize bakar. Müslim, Birr, 10; İbn Mace, Zühd, 9
Ebu Bekir Razi'den (r.aleyh) Hasan Ulvi'nin arkadaşı olan İbrahim Havvas'tan şu sözü naklettiğini işittim:
Günahın evveli akla gelen (kötü) düşüncedir, fikirdir. Kişi şayet bu düşünceyi kötü görerek defnederse kurtulur, şayet defetmezse vesveseye dönüşür. Eğer mücahede ederek bu vesveseyi uzaklaştırmazsa bu defa bu vesveseden heva ile birlikte şehvet oluşur. Böylece aklını kullanmasına, ilim öğrenmesine, açık delilleri hakikatleri görmesine engel olur.
Nitekim şöyle nakledilmiştir: Heva ve şehvet ilme akla ve beyana (açık delillere hakikattlere) galip gelir.
Nefis Kusurları ve Tedavileri (Uyubü'n-Nefs ve Müdavatüha) Ebu Abdurrahman Sülemi (k.s.)