Nasıl ki Hasan b. Yahya, Cafer b. Muhammed'in İbn Mesruk'tan işittiği şu olayı bana haber verdi:
Bir gün Rabia el-Adeviyye, Salih Mürri'nin meclisine uğradı. O esnada Salih Mürri şöyle diyordu. Her kim kapıyı çalmaya devam ederse kapının kendisine açılması umulur. Onun bu sözlerini işiten Rabia el-Adeviyye şöyle dedi: Doğrusu kapı açık fakat sen ondan kaçıyorsun. (Gerçekten ihlaslı bir şekilde çabalamıyorsun). Sen bu yolda daha attığın ilk adımda hata ettin. O halde nasıl maksadına ulaşacaksın?
Bu nedenle şefaatine tabi olan bir kul nefsinin kusurlarından Hakkın emrine muhalefet etmekten ayrılmayan kimse de hevasına tabi olmaktan nasıl kurtulabilir?
Muhammed b. Ahmed b. Hamdan'dan Muhammed b. İshak Sekafi'nin İbn Ebu'd Dünya'dan dinleyip kendisine naklettiği şu sözü işittim: Hikmet sahibi bazı kimseler şöyle der: Sende kusurlar bulunduğu sürece iyi olacağını (manevi hastalıklardan) şifa bulacağını sanma. Günah işlemeye devam ettiğin müddetçe de kurtuluşa ereceğini bekleme.
Tedavisi: Bu halletten kurtuluşun tedavisi Seri-i Sakati'nin (k.s.) tavsiyesiyle şöyledir: Mevlanın bildirdiği hidayet yolundan gitmek. Helal yemek tam takva sahibi olmaktır.
Nefis Kusurları ve Tedavileri (Uyubü'n-Nefs ve Müdavatüha) Ebu Abdurrahman Sülemi (k.s.)