Üzüntülü ve sıkıntılı iken okunacak dualar var mıdır? Üzüntü ve sıkıntı halinde iken okunması tavsiye edilen dualar.
ÜZÜNTÜLÜ VE SIKINTILI ANLARDA OKUNACAK DUALAR
İbn-i Abbas radıyallahu anhüma der ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz üzüntülü ve sıkıntılı halinde şöyle duâ ederlerdi:
“Lâ ilâhe illallâhül’azîm-ül-halîm lâ ilâhe illallâhü Rabbül-Arş-il’azîm lâ ilâhe illallahü Rabbüs-semâvâti ve Rabbül-Erdı Rabbül’Arş-il-kerîm.”
«El-Azîm, El-Halîm Allah’tan başka bir ilâh yok! Arş-ı Azîm’in sahibi Allah’tan başka ilâh yok! Bütün semâların ve arzın ve çok şerefli Arş’ın sahibi Allah’tan başka ilâh yok!» (Buhârî, Deavât, 27; Müslim, Zikr, 83)
Yâ Rabb! Bütün âlemlerin ve Arş’ın sahibi ve yegâne hükümrânı Sen’sin! Başımıza gelen şu sıkıntı ve belâyı izâleye ancak sen kadirsin. Bu sebeble senden istiyoruz. Kâffe-i mahlûkat; yani bütün yaratılmışlar senin kudret elindedir. Bilcümle mahlûkatın şerrinden bizi muhafaza ile himaye eyle demektir.
Bir de Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, belânın ağır basmasından, yani insana ölümü hayata tercîh ettirecek şekilde gelmesinden, dünyevî ve uhrevî şekâveti mucîb bulunan ve helâke sebep olan ahvâlden ve kötü âkıbet, sû-i hâtimeye dûçar olmaktan, düşmanlarını sevindirecek bir belâya dûçar olup onları kendisine üzüntü verecek şekilde konuşturmaktan da Allah’a sığınırdı.
Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır: “Sizden birinize bir düşünce yahud üzüntü geldiği zaman yedi defa:
«El-Azîm, El-Halîm Allah’tan başka bir ilâh yok! Arş-ı Azîm’in sahibi Allah’tan başka ilâh yok! Bütün semâların ve arzın ve çok şerefli Arş’ın sahibi Allah’tan başka ilâh yok!» (Buhârî, Deavât, 27; Müslim, Zikr, 83)
Yâ Rabb! Bütün âlemlerin ve Arş’ın sahibi ve yegâne hükümrânı Sen’sin! Başımıza gelen şu sıkıntı ve belâyı izâleye ancak sen kadirsin. Bu sebeble senden istiyoruz. Kâffe-i mahlûkat; yani bütün yaratılmışlar senin kudret elindedir. Bilcümle mahlûkatın şerrinden bizi muhafaza ile himaye eyle demektir.
Bir de Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, belânın ağır basmasından, yani insana ölümü hayata tercîh ettirecek şekilde gelmesinden, dünyevî ve uhrevî şekâveti mucîb bulunan ve helâke sebep olan ahvâlden ve kötü âkıbet, sû-i hâtimeye dûçar olmaktan, düşmanlarını sevindirecek bir belâya dûçar olup onları kendisine üzüntü verecek şekilde konuşturmaktan da Allah’a sığınırdı.
Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır: “Sizden birinize bir düşünce yahud üzüntü geldiği zaman yedi defa:
“Allah, Allahû Rabbî, lâ üşriku bihî şey'en.”
«Allah! Rabbim Allah’tır! O’na hiç bir şeyi şerîk koşmam ben!» desin.” (Ebû Dâvud, Edeb, 36; İbn Mâce, Duâ, 17)
Kul:
«Allah! Rabbim Allah’tır! O’na hiç bir şeyi şerîk koşmam ben!» desin.” (Ebû Dâvud, Edeb, 36; İbn Mâce, Duâ, 17)
Kul:
“Ey yedi göklerin ve büyük Arş’ın Rabbi olan Rabbim! Beni her üzüntü verici şeyden, dilediğin şekilde ve dilediğin yerden kurtar” derse Allah Teâlâ onun üzüntüsünü giderir. (Ali el-Müttakî, no: 3433)
Her sabah ve her akşam yedi defa:
Her sabah ve her akşam yedi defa:
“Hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül arşil azim.”
«Allah bana yeter, O’ndan başka ilâh yoktur, O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın Rabbidir» diyen kimsenin dünyâ ve âhirete âid ne üzüntüsü varsa Allah giderir, bunda ister sâdık ister kâzib olsun.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101/5081)
“Üzüntüye mübtelâ olan kimsenin edeceği duâ şudur:
«Allah bana yeter, O’ndan başka ilâh yoktur, O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın Rabbidir» diyen kimsenin dünyâ ve âhirete âid ne üzüntüsü varsa Allah giderir, bunda ister sâdık ister kâzib olsun.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101/5081)
“Üzüntüye mübtelâ olan kimsenin edeceği duâ şudur:
Allahümme rahmeteke ercû felâ tekilnî ila nefsî tarfate ‘aynin ve aslih lî şe'nî küllehü lâ ilâhe illa ente.”
«Rahmetini umuyorum ey Allah’ım! Beni göz açıp yumuncaya kadar da olsa kendime bırakma (nefsime bırakma). Benim her hâlimi düzelt. Senden başka ilâh yoktur.» (Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101/5090; Tuhfetü’z-Zâkirîn, 195 (İbn Hıbbân’dan)
Kendisine bir üzüntü, bir keder, bir hastalık ve zorluk isabet eden kimse:
“Allahû rabbi la şerike leh.”
“«Allah Rabbimdir, O’nun hiç şerîki yoktur» derse bütün bunlardan kurtarılır.” (Râmüzû’l-ehâdis, 404 (Teberânî’den)
«Rahmetini umuyorum ey Allah’ım! Beni göz açıp yumuncaya kadar da olsa kendime bırakma (nefsime bırakma). Benim her hâlimi düzelt. Senden başka ilâh yoktur.» (Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101/5090; Tuhfetü’z-Zâkirîn, 195 (İbn Hıbbân’dan)
Kendisine bir üzüntü, bir keder, bir hastalık ve zorluk isabet eden kimse:
“«Allah Rabbimdir, O’nun hiç şerîki yoktur» derse bütün bunlardan kurtarılır.” (Râmüzû’l-ehâdis, 404 (Teberânî’den)