- Akıllı olan kişi her an sefere hazır olandır. Çünkü insan, Rabbi’nin emrinin ne zaman kapısını çalacağını ve ne zaman huzura çağrılacağını bilemez.
- Gençliğine aldanmış pek çok insan, kendileriyle aynı yaşta ölenleri unutmuş bir vaziyette tul-u emelle (sonu gelmez dünya beklentileriyle) oyalanırlar.
- Öğrendikleriyle tam olarak amel edemeyen kimse 'bugün ilimle meşgul olayım, yarın amel ederim' diyerek zühdü yaşamakta gevşeklik gösterir ve tövbeye güvenerek ahirete hazırlık yapmayı erteler.
- Yine gıybet yapılan ortamlardan ve şüpheli kazançlardan uzak durmaz ve hatalarının takva ile silineceğini düşünerek ölümün ansızın kendisine geleceğini unutur.
- Akıllı olan kimse ise her anın hakkını veren, ölüme hazırlık yapan, sürekli hayrın peşinde koşan kimsedir.
- İnsan, zamanın kıymetini bilerek her anını Allah'a yaklaşmak için kullanmalıdır. İşlerinde en önemli olanı öne geçirip o an ne gerekiyorsa onu yapmaya gayret etmelidir.
- Mü’minin niyeti her an hayır ve iyilik üzerine olur. Nitekim bir hadis-i şerifte “Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır.” buyrulmuştur.
- Mümin yapacağı işi, takatini aşmadan bedeninin gücü oranında yapar.
- Selef-i sâlihîn anı değerlendirme noktasından birbirleriyle yarışırdı. Anlatıldığına göre Amir bin Abdi Kays'a bir adam 'benimle konuş' dedi. O da adama 'Güneşi tut, ben de konuşayım!' dedi.
- Ölüm döşeğinde olan selef-i sâlihînin bazısının yanına girerdik de onlar namaz kılıyor olurdu. Kendilerine bir şeyler demek istediğimizde de ‘şu an amel defterim dürülüyor’ derlerdi. Sanki görür gibi yaşarlardı.
- Kişi, ölümün amelini keseceğini idrak etmiş olsa büyük bir gayretle öldüğünde de ecri devam edecek işlerin peşinde olur.
- Dünyalık bir malı varsa onu Allah için vakfeder, bir fidan diker, bir çeşme açtırır. Kendisinden sonra Allah'ı hatırlayacak bir nesil yetiştirir ya da ilmî bir eser yazar. Çünkü âlimin kitabı, onun ölümsüz çocuğudur.
- Hayırda öncülük eden kimsenin arkasından o hayrı sürdürenlerin olması o kişiye yeter.
فَفُزْ بِعِلْمٍ تَعِشْ حَيًّا بِهِ أَبَدًا
İlim sahibi ol, onunla ebediyen yaşa.
اَلنَّاسُ مَوْتَى وَأَهْلُ الْعِلْمِ أَحْيَاءُ
İnsanlar ölüdür, ilim ehli diri.
[1] Ebü’l-Ferec Cemâlüddîn Abdurrahmân b. Alî b. Muhammed el-Bağdâdî (ö. 597/1201)
dil ve tarih alimi, edip, vâiz (vaaz alanında zirve manasında İmam lakabının sahibi), hadis ilminde “Hâfız” ve sekseni aşkın ciltli-ciltsiz eseri olan, Bağdatlı meşhur alim.
[2] Bu yazıdaki nasihatler, İbnu’l-Cevzî’nin “Saydu’l-Hâtır” isimli eserinden alınmıştır.
[3] Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebir, 6/185
dil ve tarih alimi, edip, vâiz (vaaz alanında zirve manasında İmam lakabının sahibi), hadis ilminde “Hâfız” ve sekseni aşkın ciltli-ciltsiz eseri olan, Bağdatlı meşhur alim.
[2] Bu yazıdaki nasihatler, İbnu’l-Cevzî’nin “Saydu’l-Hâtır” isimli eserinden alınmıştır.
[3] Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebir, 6/185