Zekeriya (a.s.), Allah’a dua edip kendisine çocuk ihsan etmesini istemişti:
وَزَكَرِيَّا إِذْ نَادَى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ
“(Ey Peygamberim!) Zekeriya’yı da (an). O, Rabbine; ‘Rabbim! Beni tek (yalnız başıma çocuksuz) bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın (her şeyim sana kalacaktır)’ diye dua etmişti.” (Enbiyâ, 21/89)
Yüce Allah, Zekeriya Peygamberin duasını kabul ettiğini şöyle bildirmektedir:
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيَى وَأَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُ إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا وَكَانُوا لَنَا خَاشِعِينَ
“Onun duasını da kabul buyurduk ve ona Yahyâ’yı armağan ettik. Eşini de kendisi için ıslah ettik (çocuk doğurmağa elverişli bir hâle getirdik). Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi.” (Enbiyâ, 21/90)
Okunuşu: “Rabbi lâ tezarnî ferden ve ente hayrulvârisîn”
Anlamı: “Rabbim! Beni yalnız başıma bırakma (bana bir çocuk ver), Sen varislerin en hayırlısısın.” (Enbiyâ, 21/89)
Yüce Allah, Zekeriya (a.s.)’nın duasını kabul eder ve kendisine yaşlı olmasına rağmen Yahya’yı ihsan eder. (bk. Âl-i İmrân, 3/39–41; Enbiyâ, 21/90)