Medine-i münevverede Bedir harbinden sonra nazil oldu. Sûre ismini, birinci âyette geçen enfal kelimesinden almıştır. Enfal, ganimet demektir. Farzdan başka yapılan ibadetler anlamındaki nafile kelimesi de, aynı kökten türemiştir. Bu sûrede, Bedir harbinde elde edilen ganimetlerin dağıtılmasına dair emirler, Peygamber efendimiz ve diğer peygamberlerle ilgili bazı hususlar bildirilmiştir.
Enfal sûresindeki, (Hâlis müminler o kimselerdir ki, Allahü teâlânın ismi anılınca, kalblerinde korku hâsıl olur) mealindeki ikinci âyet-i kerime, hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık içindir.
(Allah’ın âyetleri okununca imanları artar) mealindeki ikinci âyet-i kerime, hazret-i Ömer içindir.
(Onlar Rablerine tevekkül ederler) mealindeki ikinci âyet-i kerime, hazret-i Osman içindir.
(Namazlarını kılıp verdiğimiz rızıklardan dağıtanlar) mealindeki 3. âyet-i kerime, Hazret-i Ali içindir.
(Onlar hakiki müminlerdir) mealindeki 4. âyet-i kerime de, büyüklerin ve onları sevenlerin, hakiki mümin oldukları bildirilmektedir. (Menakıb-ı Çihar Yar-i Güzin)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Enfal sûresinin, (Ey Peygamberim! Sana yardımcı olarak, Allahü teâlâ ve müminlerden sana tâbi olanlar yetişir) mealindeki 64. ayetinin geliş sebebi, Hazret-i Ömer’in Müslüman olmasıdır. (2/99)
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Enfal ve Berae sûrelerini okuyana kıyamette şefaat edip, onun nifaktan kurtulduğuna şehadet ederim.) [Envâr-üt-tenzil]