Kıyamet günündeki hesaptan sonra, sevabları ve günahları eşit olanlar A’raf denilen yerde bekleyecekler, fakat orada devamlı kalmayacaklardır. Peygamber efendimiz, onların Cennete girmesi için şefaat edecektir. 46.-50. âyet-i kerimelerde A’raf’ta bulunanlardan bahsedildiği için, bu sûreye A’raf sûresi denmiştir.
Ayrıca sûrede, itikada ve diğer dini hükümlere ait birçok esas bildirilmekte, bazı peygamberlerin kıssaları, ümmetlerinin halleri geniş olarak anlatılmaktadır.
A’raf ehliyle ilgili üç âyet-i kerime meali şöyledir:
(A’raf üzerinde bir takım kimseler vardır ki, onlar Cennet ehlini yüzlerinin beyazlığıyla, Cehennem ehlini, yüzlerinin siyahlığıyla tanırlar. Cennet ehline, “Selamün aleyküm” diye seslenirler. A’raf ehli [henüz] Cennet’e girmemişler, fakat oraya girmeyi arzu ederler. Gözleri Cehennemliklere çevrilince, “Ey Rabbimiz! Bizi zalimlerle [kâfirlerle] beraber Cehenneme koyma” derler. A’raf ehli, yüzlerini tanıdıkları, dünyadayken kâfirlerin ileri gelenlerine, “Çokluğunuz, kibriniz, size fayda vermedi” derler.) [A’raf 46–48]