Allah’ın varlığı ve birliğinin Kur’an-ı Kerim’de geçen delilleri nelerdir?
Kur’an-ı Kerim, Allah’ın varlığını çok açık bir gerçek olarak bildirir:
“Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Allah’tan başka size göklerden ve yerden rızık veren bir yaratıcı var mı? O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?” [1]
Yine bir başka ayette de şöyle buyrulur:
“ ... Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? ..”[2]
ALLAH’IN VARLIĞI VE BİRLİĞİNE DAİR KUR’AN’DA GEÇEN DELİLLER
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın varlığı, birliği ve yüce kudretinin delillerini seyredebilmek için insanın tefekkür etmesi gereken bazı gerçekler şöyle bildirilmiştir:
1- Büyük bir kudret, ilim eseri olan insanın yaratılışı, onun akla durgunluk veren vücut yapısı, organları ve fonksiyonları dikkate alındığında, bunların Allah’ın yüce varlığına işaret ettikleri görülecektir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de iki ayrı yerde şöyle buyrulmuştur:
“Andolsun biz insanı çamurdan (bir özden) yarattık. Sonra onu sağlam bir karargahda nutfe haline getirdik. Sonra nutfeyi embriyo (alaka) yaptık. Peşinden embriyoyu bir et haline getirdik. Bu bir parçacık eti kemiklere çevirdik, bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratılışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah, pek yücedir.”[3]
2- Bozulması ve aksaması olmayan mükemmel bir tabiat düzeni içindeki yer yüzünün, dağlar ve denizler göklerin ve yerin birbiriyle ahenkli olarak kusursuz yaratılışı Allah’ın varlığının delilidir. Yeryüzünün mevsimden mevsime değişik şekillere bürünmesi, yeryüzünün insanın barınması için elverişli olması, yer küreyi koruyan atmosferin, yerde ve gökte bulunan herşeyin insan emrine verilmiş olması Allah’ın varlığını, engin ilim ve kudretini göstermektedir. Bu konudaki ayetlerden birinde şöyle buyrulur:
“Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki? Onu nasıl bina etmişiz ve nasıl donatmışız? Onda hiçbir çatlak da yok. Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türde (bitkiler) yetiştirdik. Allah’a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunları yaptık).”[4]
3- Bütün canlıların ana maddesini oluşturan su, suyun müjdeleyicisi ve bulutların sevk edicisi olan rüzgar, insanların pek çok ihtiyaçlarını gideren ateş vb.nin yaratılışı da Allah’ın varlığına işaret etmektedir. Bu tip ayetlere örnek olarak şunlar gösterilebilir:
“Gökten bereketli bir su indirdik. Onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.”[5]
“İnsan yediğine bir baksın. Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizin ve hayvanlarınızın istifadesi içindir.”[6]
4- Ay, güneş, yıldız ve gezegenlerin bağlı bulunduğu değişmez düzen, gündüzün insanın geçimi için, gecenin de uyku ve dinlenmesi için yaratılmış oluşu, bütün bunlar ve bunların insanlara ve canlılara sağladığı faydalar, Allah’ın varlığının delileridir. Ayetlerde şöyle buyrulur:
“Sizin için geceyi örtü, uykuyu da istirahat kılan, gündüzü de dağılıp çalışma zamanı yapan O’dur.”[7]
“Gece onlar için bir ibret alametidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler. Güneş kendisi için belirlenen yerde döner. İşte bu aziz ve alîm olan Allah’ın takdiridir. Ay için de birtakım yörüngeler takdir ettik. Nihayet o eğri hurma dalı gibi olur da geri döner. Ne güneş aya yetişebilir. Ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörünge de yüzerler.”[8]
Bunların yanı sıra Kur’an’da insanın inat ve kibir engellerini aşabildiği, gaflet perdesinden kurtulduğu zamanlarda mutlaka Allah’a yöneldiği ve O’na yalvardığı birçok ayetle ifade edilmektedir. İnsanın yaratılışında bulunan bu temel özellik sebebiyledir ki Kur’an-ı Kerim insanları uyarmakta, Allah’ı hatırlatıp insanlara yol göstermektedir. Yine insandan kendi varlığı ve kainat üzerinde tefekkür etmesini yaratılıştaki hikmet ve incelikleri anlamasını beklemektedir.
[1] Fatır suresi, 3. ayet
[2] İbrahim sûresi, 10. ayet
[3] Mü’minûn sûresi, 12- 14. ayetler
[4] Kaf sûresi, 9-10. ayetler
[5] Abese sûresi, 24-32. ayetler
[6] Furkân sûresi, 47. ayet
[7] Kaf sûresi, 6-8. ayetler
[8] Yasin sûresi, 37- 40. ayetler
Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın varlığı, birliği ve yüce kudretinin delillerini seyredebilmek için insanın tefekkür etmesi gereken bazı gerçekler şöyle bildirilmiştir:
1- Büyük bir kudret, ilim eseri olan insanın yaratılışı, onun akla durgunluk veren vücut yapısı, organları ve fonksiyonları dikkate alındığında, bunların Allah’ın yüce varlığına işaret ettikleri görülecektir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de iki ayrı yerde şöyle buyrulmuştur:
“Andolsun biz insanı çamurdan (bir özden) yarattık. Sonra onu sağlam bir karargahda nutfe haline getirdik. Sonra nutfeyi embriyo (alaka) yaptık. Peşinden embriyoyu bir et haline getirdik. Bu bir parçacık eti kemiklere çevirdik, bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratılışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah, pek yücedir.”[3]
2- Bozulması ve aksaması olmayan mükemmel bir tabiat düzeni içindeki yer yüzünün, dağlar ve denizler göklerin ve yerin birbiriyle ahenkli olarak kusursuz yaratılışı Allah’ın varlığının delilidir. Yeryüzünün mevsimden mevsime değişik şekillere bürünmesi, yeryüzünün insanın barınması için elverişli olması, yer küreyi koruyan atmosferin, yerde ve gökte bulunan herşeyin insan emrine verilmiş olması Allah’ın varlığını, engin ilim ve kudretini göstermektedir. Bu konudaki ayetlerden birinde şöyle buyrulur:
“Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki? Onu nasıl bina etmişiz ve nasıl donatmışız? Onda hiçbir çatlak da yok. Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türde (bitkiler) yetiştirdik. Allah’a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunları yaptık).”[4]
3- Bütün canlıların ana maddesini oluşturan su, suyun müjdeleyicisi ve bulutların sevk edicisi olan rüzgar, insanların pek çok ihtiyaçlarını gideren ateş vb.nin yaratılışı da Allah’ın varlığına işaret etmektedir. Bu tip ayetlere örnek olarak şunlar gösterilebilir:
“Gökten bereketli bir su indirdik. Onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.”[5]
“İnsan yediğine bir baksın. Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizin ve hayvanlarınızın istifadesi içindir.”[6]
4- Ay, güneş, yıldız ve gezegenlerin bağlı bulunduğu değişmez düzen, gündüzün insanın geçimi için, gecenin de uyku ve dinlenmesi için yaratılmış oluşu, bütün bunlar ve bunların insanlara ve canlılara sağladığı faydalar, Allah’ın varlığının delileridir. Ayetlerde şöyle buyrulur:
“Sizin için geceyi örtü, uykuyu da istirahat kılan, gündüzü de dağılıp çalışma zamanı yapan O’dur.”[7]
“Gece onlar için bir ibret alametidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler. Güneş kendisi için belirlenen yerde döner. İşte bu aziz ve alîm olan Allah’ın takdiridir. Ay için de birtakım yörüngeler takdir ettik. Nihayet o eğri hurma dalı gibi olur da geri döner. Ne güneş aya yetişebilir. Ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörünge de yüzerler.”[8]
Bunların yanı sıra Kur’an’da insanın inat ve kibir engellerini aşabildiği, gaflet perdesinden kurtulduğu zamanlarda mutlaka Allah’a yöneldiği ve O’na yalvardığı birçok ayetle ifade edilmektedir. İnsanın yaratılışında bulunan bu temel özellik sebebiyledir ki Kur’an-ı Kerim insanları uyarmakta, Allah’ı hatırlatıp insanlara yol göstermektedir. Yine insandan kendi varlığı ve kainat üzerinde tefekkür etmesini yaratılıştaki hikmet ve incelikleri anlamasını beklemektedir.
[1] Fatır suresi, 3. ayet
[2] İbrahim sûresi, 10. ayet
[3] Mü’minûn sûresi, 12- 14. ayetler
[4] Kaf sûresi, 9-10. ayetler
[5] Abese sûresi, 24-32. ayetler
[6] Furkân sûresi, 47. ayet
[7] Kaf sûresi, 6-8. ayetler
[8] Yasin sûresi, 37- 40. ayetler
Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları