Bişr-i Hafi gençlik yıllarında zamanının çoğunu meyhanede geçirmekteydi, bir gece her zamanki gibi sarhoş bir halde meyhaneden çıkmış evine doğru giderken yerde çamur içerisinde kalmış bir kağıt görür, merakla o yerden aldığı kağıtta ne yazdığına bakar.
Kağıdın üzerinde; “Bismillahirrahmanirrahim” yazılıdır.
Bişr-i Hafi, Besmelenin yazılı olduğu o kağıdın yerde çamurlar içerisinde olmasına epey üzülür, ve kendi kendine
– Allah‘ın ismi hiç yerde olur mu? Hemde çamur içinde kalır mı? Diyerek
kağıdın çamurunu elbiselerine sürerek temizler, eve varınca da besmele yazılı olan kağıda güzelce kokular sürer ve ardından kağıdı evinin en güzel yerine güzelce asar.
Bişr-i Hafi’nin göstermiş olduğu bu hürmetin sonu o gece Bir Allah Dostu, bir rüya görür, rüyasında ona:
– Git, Bişr’e söyle ki! Dün yapmış olduğu bir işten dolayı Bişr’den razı oldum, o ki benim ismimin yazılı olduğu çamurlu kağıdı nasıl temizlediyse bende onu bağışladım! O, ismimi nasıl güzel bir koku sürüpte başköşeye astıysa ben de onu güzel bir hale getireceğim, der.
Allah dostu sabah olduğu vakit hemen Bişr’i aramaya koyulur, onun meyhane de olduğunu öğrenince hemen oraya gidip Bişr’e,
– Sana yücelerin yücesinden bir haber getirdim! Der.
Bişr haberin Allah’tan geldiğini anlayınca,
– Rabbim bana çok mu kızıyor? Diyerek ağlamaya başlar.
Allah dostu, rüyasını Bişr’e anlatır.
Bişr-i Hafi gözyaşları içerisinde ayağa kalkarak oradaki arkadaşlarına
-Ey arkadaşlarım! Beni çağırdılar artık bundan sonra buralarda göremeyeceksiniz! Dedikten meyhaneden ayrılır.
O günden sonra o Allah’a ulaşmayı dileyerek devrin imamının dergahında sadık bir mürid olarak yetişir ve en sonunda teslimlerini gerçekleştirerek büyük bir Allah dostu olur artık herkes kendisine Bişri Hafi Hazretleri diye hitap eder.
Allah’a göstermiş olduğu hürmet karşılıksız kalmadı, Kim Allah’a ulaşmaya muhabbet beslerse Allah’da onu kendine ulaştırmaya muhabbet besler.
Kağıdın üzerinde; “Bismillahirrahmanirrahim” yazılıdır.
Bişr-i Hafi, Besmelenin yazılı olduğu o kağıdın yerde çamurlar içerisinde olmasına epey üzülür, ve kendi kendine
– Allah‘ın ismi hiç yerde olur mu? Hemde çamur içinde kalır mı? Diyerek
kağıdın çamurunu elbiselerine sürerek temizler, eve varınca da besmele yazılı olan kağıda güzelce kokular sürer ve ardından kağıdı evinin en güzel yerine güzelce asar.
Bişr-i Hafi’nin göstermiş olduğu bu hürmetin sonu o gece Bir Allah Dostu, bir rüya görür, rüyasında ona:
– Git, Bişr’e söyle ki! Dün yapmış olduğu bir işten dolayı Bişr’den razı oldum, o ki benim ismimin yazılı olduğu çamurlu kağıdı nasıl temizlediyse bende onu bağışladım! O, ismimi nasıl güzel bir koku sürüpte başköşeye astıysa ben de onu güzel bir hale getireceğim, der.
Allah dostu sabah olduğu vakit hemen Bişr’i aramaya koyulur, onun meyhane de olduğunu öğrenince hemen oraya gidip Bişr’e,
– Sana yücelerin yücesinden bir haber getirdim! Der.
Bişr haberin Allah’tan geldiğini anlayınca,
– Rabbim bana çok mu kızıyor? Diyerek ağlamaya başlar.
Allah dostu, rüyasını Bişr’e anlatır.
Bişr-i Hafi gözyaşları içerisinde ayağa kalkarak oradaki arkadaşlarına
-Ey arkadaşlarım! Beni çağırdılar artık bundan sonra buralarda göremeyeceksiniz! Dedikten meyhaneden ayrılır.
O günden sonra o Allah’a ulaşmayı dileyerek devrin imamının dergahında sadık bir mürid olarak yetişir ve en sonunda teslimlerini gerçekleştirerek büyük bir Allah dostu olur artık herkes kendisine Bişri Hafi Hazretleri diye hitap eder.
Allah’a göstermiş olduğu hürmet karşılıksız kalmadı, Kim Allah’a ulaşmaya muhabbet beslerse Allah’da onu kendine ulaştırmaya muhabbet besler.