Olur sözünü ispat etmek için…
Ben Musab b. Umeyr olarak Rabbime kavuşabilir miyim? Sen 2000 ‘li yılların Asiyesi olarak Rabbine kavuşabilir misin? Bütün cahilliğime, basitliğime, hatalarıma rağmen, sadece heyecanın ve pır pır titreyen kalbin, bir türlü hasretten kurumayan gözyaşına rağmen bu makama (Asiyelik makamı) ulaşabilir miyiz, bunu Kurandan öğrenelim. Kuran bize cevap versin. Biz niye sağa sola kaydıralım ki?
Eğer sen, Rabbim kabul et beni, Asiye olmaya geldim dediysen, ne olur cevabı Kurân’dan 3 ayet grubuyla öğrenelim. Bu ayetlerden kendimize bir çalışma azmi, heyacanı edinelim. Temel prensiplerimiz;
Ben Musab b. Umeyr olarak Rabbime kavuşabilir miyim? Sen 2000 ‘li yılların Asiyesi olarak Rabbine kavuşabilir misin? Bütün cahilliğime, basitliğime, hatalarıma rağmen, sadece heyecanın ve pır pır titreyen kalbin, bir türlü hasretten kurumayan gözyaşına rağmen bu makama (Asiyelik makamı) ulaşabilir miyiz, bunu Kurandan öğrenelim. Kuran bize cevap versin. Biz niye sağa sola kaydıralım ki?
Eğer sen, Rabbim kabul et beni, Asiye olmaya geldim dediysen, ne olur cevabı Kurân’dan 3 ayet grubuyla öğrenelim. Bu ayetlerden kendimize bir çalışma azmi, heyacanı edinelim. Temel prensiplerimiz;
1. Ayet Grubu / Zariyat Suresi, 55. Ayet:
“Hatırlat! Çünkü hatırlatmak, müminlere fayda verir.”
Rabbim’in emri çok açık. Sen hatırlat, müminlerin kalbi bunu alır, merak etme! Ömer mümin değildi, buna rağmen kalbi duydu bunu. On binlerce yüz binlerce belki milyonlarca örneği vardır. Ölü denen nice kalpler bir ayetle ayağa kalktı. Bir hadis, bir vadiyi yetiştirdi. Bir sülale, bir köy, bir diyar Allah buldu bir hadisle.
Bu ayeti davetçi, Asiye, Meryem, Mus’ab adayları olarak avucumuzun, tırnağımızın kenarına, üzerine yazıyoruz. Parolamız bu bizim.
Bu ümmet toprağı bereketli bir ümmettir. Aylarca yağmur yağmasa bile, yıllarca kurak kalsa bile bu kalp, senin hasretle akıttığın iki damla gözyaşın, bu toprağı yeşertir, yemyeşil vadiye, seccadeye döner bu toprak, merak etme!
Birinci hayat ölçümüz. Davetçi sloganımız bu bizim.
Dinlemiyorlar! “Fe innezzikra tenfeül müminin”
Anlamıyorlar “Fe innezzikra tenfeül müminin “
Hep karşı çıkıyorlar “Fe innezzikra tenfeül müminin”
Bu Muhammed’in ümmetidir. Sarhoşu bile dirilebilir bir gün. Bu ümmetin hangisinden hayır çıkacağı bilinmez. Bu 1. Ayetimiz
2. Ayet Grubu / Hicr Suresi, 94-99. Ayetleri:
Asiyelik, Musablık kanunlarından biri olarak alıyoruz bu ayetleri. Burada yine Allah ilk davetçi, ilk imam, önder olan Peygamberi (sav)’e hitap ediyor. Tabiki benim Peygamberim, benim kitabım diyen herkese de söylemiş oluyor. Nasıl çalışacağız, nasıl başaracağız sorusuna cevap veriyor.
Ne diyor ayette; “Sana emredilen şeye yoğunlaş sen! Müşriklere takılma! Senin davanla alay edenleri biz hallederiz. O Allah’tan başka ilah edinenler bilecek, sen merak etme! Biz anlıyoruz (görüyoruz) ki, Ey Peygamber! Bu propagandaların senin kalbini daralttığını görüyoruz biz. Sen Rabbini tesbih et, secde edenlerden ol! Sen ölünceye kadar kulluğunu devam ettir!”
Ne Anlattı Bu Ayet Bize?
“Hatırlat! Çünkü hatırlatmak, müminlere fayda verir.”
Rabbim’in emri çok açık. Sen hatırlat, müminlerin kalbi bunu alır, merak etme! Ömer mümin değildi, buna rağmen kalbi duydu bunu. On binlerce yüz binlerce belki milyonlarca örneği vardır. Ölü denen nice kalpler bir ayetle ayağa kalktı. Bir hadis, bir vadiyi yetiştirdi. Bir sülale, bir köy, bir diyar Allah buldu bir hadisle.
Bu ayeti davetçi, Asiye, Meryem, Mus’ab adayları olarak avucumuzun, tırnağımızın kenarına, üzerine yazıyoruz. Parolamız bu bizim.
Bu ümmet toprağı bereketli bir ümmettir. Aylarca yağmur yağmasa bile, yıllarca kurak kalsa bile bu kalp, senin hasretle akıttığın iki damla gözyaşın, bu toprağı yeşertir, yemyeşil vadiye, seccadeye döner bu toprak, merak etme!
Birinci hayat ölçümüz. Davetçi sloganımız bu bizim.
Dinlemiyorlar! “Fe innezzikra tenfeül müminin”
Anlamıyorlar “Fe innezzikra tenfeül müminin “
Hep karşı çıkıyorlar “Fe innezzikra tenfeül müminin”
Bu Muhammed’in ümmetidir. Sarhoşu bile dirilebilir bir gün. Bu ümmetin hangisinden hayır çıkacağı bilinmez. Bu 1. Ayetimiz
2. Ayet Grubu / Hicr Suresi, 94-99. Ayetleri:
Asiyelik, Musablık kanunlarından biri olarak alıyoruz bu ayetleri. Burada yine Allah ilk davetçi, ilk imam, önder olan Peygamberi (sav)’e hitap ediyor. Tabiki benim Peygamberim, benim kitabım diyen herkese de söylemiş oluyor. Nasıl çalışacağız, nasıl başaracağız sorusuna cevap veriyor.
Ne diyor ayette; “Sana emredilen şeye yoğunlaş sen! Müşriklere takılma! Senin davanla alay edenleri biz hallederiz. O Allah’tan başka ilah edinenler bilecek, sen merak etme! Biz anlıyoruz (görüyoruz) ki, Ey Peygamber! Bu propagandaların senin kalbini daralttığını görüyoruz biz. Sen Rabbini tesbih et, secde edenlerden ol! Sen ölünceye kadar kulluğunu devam ettir!”
Ne Anlattı Bu Ayet Bize?
- Bir defa parmağının ucuyla tutma, dudaklardan iki üç kelime konuşma. Başın çatlasın demek ayetteki kelime. Başını çatlatacak kadar gayret et demek. Sana emredileni çatlarcasına yap, yoğunlaş, işin gücün bu olsun.
- Müşriklere takma kafayı, onlar var olacak, onlara bakma sen. Biz onlara yeteriz. Allah’ın düşmanları varsa, Allah da var. O düşmanlarıyla hesaplaşır, senin vazifen Allah’a çağırmak. Sen çağırmana bak. Ortadaki yanlışlar, ortadaki düşmanlıklar Allah’ın göreceği bir hesap.
- Sen bunaldın; aileni yakınların, dostların, herkes sana karşı çıktılar. Görüyoruz biz, Allah görüyor. Sen gencecik yaşında, 20 yaşında kendini Allah’a adadın, senden üç kat fazla bu dünyada boşu boşuna yaşamış, güya da hacı güya da şöyle özellikleri olan birisi üstelik seninle alay ediyor. Seni bunaltmaya çalışıyor, geleceğinle oynama kızım diyor. O işler hoca işleri, sen nereden bulaştın bu işlere diyor. Biz görüyoruz, biliyoruz merak etme sen! Onlar seni bunalttıkça, Allah senin makamını artıyor olduktan sonra, sen var takılma onlara.
- Ölünceye dek, emeklilik yok! Emekli oluncaya kadar devam edersen, memursun sen demektir. Memur maaş alır, ücret alır, hastane masrafı ödemez. Ama meleklerin anladığı dil değildir memurluk dili. Melekler Musab tanırlar, Asiye tanırlar, Meryem tanırlar; memurluktan anlamazlar. 8 -5 bilmez melek. Hayat bilir.
- Davetçi, Asiye, Meryem, Musab, Nesibe, Aişe, Fatıma! İbadeti ihmal etme. İnsanları yola getireceğim diye namazını ihmal etmeyesin. Sakın secdeyi unutma yani namazı ihmal etme. Toplantı yapıyorsun, ders yapıyorsun, konferans veriyorsun, yazı yazacaksın, sitene bilgi yetiştireceksin… Senin namazın suyun, havan… Havasız, susuz kalırsan, insanlara ne faydan olur?
3. Ayet Grubu / Tegabun Suresi, 16. Ayet:
Bu ayette Allah Teala, hem Asiyelere hem bütün müminlere, Cennet’e girmek isteyen ve Allah’ın razı olacağı bir hayat yaşamak isteyen herkese hitap ediyor. Çarşıda hatta evde sözüm dinlenmiyor, başım çatlıyor, uyuyamıyorum ama dinlemiyorlar. Emeklilik nedir bilmiyorum, değnekle bile yürüyemeyecek kadar aciz kaldım yine kapı kapı dolaşıyorum, Allah’a davet ediyorum ama dinlemiyorlar, sözüm tesir etmiyor. Tegabun/16. Ayeti 3. Sloganımız olarak kaydediyoruz:
“Gücünüz yettiği kadar siz Allah’a kulluk edin.”
Sen beceremediğini hesaplama. Tembellik edip, etmediğine bak. Tembellik etmiyorsan, üzerine düşeni yapıyorsan, senden iyisi yok. Sen üzerine düşen kadar yapıyor musun? Bu uğurda uykundan, zevklerinden, menfaatlerinden, keyfinden vazgeçebiliyor musun? Evet. Sonuçlar senin vazifen değil, Allah’ın işi o. Gücünüz yettiği kadar! Ayakta kılamayana namaz kılma mı diyor Allah? Ya da ya ayakta kılarsın ya da namazını kabul etmem mi diyor? Otur diyor. Oturamıyorum diyene, yat diyor, yatarak kıl diyor. Ama namaz kıl diyor! Davette böyle.
Dinlenip dinlenmedi, sonuç alındı alınmadı; değil senin işin o. O Allah’ın işi. Asiyelik kurallarını konuştuk. Bu Ümmetin her kızı, her oğlu Asiye adayıdır. Hepimiz günümüzün Musabı olup, Yesribleri Medineleştirebiliriz. Hiç zor değil. Kalpler Allah’ın elinde olduktan sonra! Allah diriltmek istedikten sonra, biz ölü bile kaldırırız mezardan. Taş bile yeşerir. Su bile yol olur, sen Musa olacaksan eğer.
Asiye Olmak/3, Nureddin Yıldız Hocaefendi
Bu ayette Allah Teala, hem Asiyelere hem bütün müminlere, Cennet’e girmek isteyen ve Allah’ın razı olacağı bir hayat yaşamak isteyen herkese hitap ediyor. Çarşıda hatta evde sözüm dinlenmiyor, başım çatlıyor, uyuyamıyorum ama dinlemiyorlar. Emeklilik nedir bilmiyorum, değnekle bile yürüyemeyecek kadar aciz kaldım yine kapı kapı dolaşıyorum, Allah’a davet ediyorum ama dinlemiyorlar, sözüm tesir etmiyor. Tegabun/16. Ayeti 3. Sloganımız olarak kaydediyoruz:
“Gücünüz yettiği kadar siz Allah’a kulluk edin.”
Sen beceremediğini hesaplama. Tembellik edip, etmediğine bak. Tembellik etmiyorsan, üzerine düşeni yapıyorsan, senden iyisi yok. Sen üzerine düşen kadar yapıyor musun? Bu uğurda uykundan, zevklerinden, menfaatlerinden, keyfinden vazgeçebiliyor musun? Evet. Sonuçlar senin vazifen değil, Allah’ın işi o. Gücünüz yettiği kadar! Ayakta kılamayana namaz kılma mı diyor Allah? Ya da ya ayakta kılarsın ya da namazını kabul etmem mi diyor? Otur diyor. Oturamıyorum diyene, yat diyor, yatarak kıl diyor. Ama namaz kıl diyor! Davette böyle.
Dinlenip dinlenmedi, sonuç alındı alınmadı; değil senin işin o. O Allah’ın işi. Asiyelik kurallarını konuştuk. Bu Ümmetin her kızı, her oğlu Asiye adayıdır. Hepimiz günümüzün Musabı olup, Yesribleri Medineleştirebiliriz. Hiç zor değil. Kalpler Allah’ın elinde olduktan sonra! Allah diriltmek istedikten sonra, biz ölü bile kaldırırız mezardan. Taş bile yeşerir. Su bile yol olur, sen Musa olacaksan eğer.
Asiye Olmak/3, Nureddin Yıldız Hocaefendi