Kainattaki varlıklara baktığımızda görürüz ki; yıldızlardan hayvanlara, bitkilerden denizlere varlıklar belli vazifeler yapmaktadırlar. Arıların bal yapması, ineklerin süt vermesini gördüğümüzde anlarız ki; bu varlıkların belli vazifeleri mevcuttur, bu varlıklar başıboş değildirler. Peki bu âciz varlıklar bile vazifesiz kalmaz iken akıl sahibi, irade sahibi olan insan vazifesiz kalabilir mi? Elbette insan vazifesiz ve başıboş değildir. İnsanın yaratılmasının hikmeti Allah’ın birliğine iman etmek ve O’na kullukta bulunmaktır.
Namaz teşekkürdür. İnsan, kendisine iyilik yapan bir başka insana bile teşekkür etme ihtiyacı hisseder. İnsanın sahip olduğu her şeyi yaratan, insanı yoktan var eden, insanı kainatın halifesi yapan ve insana ölümden sonra sonsuz mutluluk diyarı, yani Cennet’e gitme fırsatını veren Allah, övülmeye asıl lâyık olandır. Namaz ise Allah’a teşekkür etmenin en büyük alametlerindendir. İnsan fakir değildir. İnsan sahip olduğu göz, kulak, burun, el, yüz, saç, ayak, beyin, kalp gibi azalarını milyon dolarlara değişmez. İşte insana böylesine cömertçe nimetler ihsan eden Allah’a şükretmek gerekir.
Namaz sadece Allah rızası için kılınır. İnsan Cennet’e gitmek için veya Cehennem’den kurtulmak için değil, sahibi olan Allah’ın rızasını kazanmak için namaz kılmalıdır.
Namaz kılan bir insanın meşru olan dünyevi işleri ibadet hükmüne geçer. Namaz kılan bir insanın fazileti, kazanacağı mükafatlar Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde belirtilmiştir.
Namaz Kılmak İçin Neler Gereklidir?
Temizlik bölümünde de gördüğümüz gibi hades, hükmî olan, yani varsayılan pislik, ya da manevî olan pislik demektir ki. cünüplük ve abdestsizlikten ibarettir. Buna göre âdeti ve lohusalığı biten ve cünüp olan mükellefin yıkanması, abdesti bulunmayanın da abdest alması, bunları yapamıyorsa teyemmüm etmesi gerekir. Namaza ancak böyle başlayabilir.
Gerçek Pislikten (Necasetten) Temizlik Namaz kılanın hem vücudu ve elbisesinin, hem de namaz kılacağı yerin temiz olması demektir. Pis olan şeyler bölümünde kaba ve hafif sayılan pislikleri görmüş, onların ne kadarının namaza engel olacağını ve nasıl temizleneceklerini anlatmıştık. Oraya bakılmalı. Vücudundaki ya da elbisesindeki pisliği giderecek bir şey bulamayan kimse, namazını çıplak değil, pis olan elbise ile beraber kılar.
Farzlar
Namazın farzları on ikidir. Bunların bir kısmı namazdan önce olup namaza hazırlık niteliğindedir. Bunlara “namazın şartları” denir. Bir kısmı da, namaza durunca yapılır ki bunlara da “namazın rükunları” denir.
Namazın Şartları (Namazın Dışındaki Farzlar)
- Hadesten Taharet: Gözle görülmeyen pisliklerden temizlenmektir. Bu abdest almak, gusletmek, bunların mümkün olmadığı zamanlarda teyemmüm etmekle olur.
- Necâsetten Taharet: Gözle görülen pisliklerden temizlenmektir. Bu pislikler namaz kılan kimsenin vücudunda, elbisesinde, namaz kılacağı yerde olur.
- Setrü’l Avret: Örtülmesi gereken yerlerin kapatılması demektir. Erkeklerde diz kapağı ile göbek arası, kadınlarda ise el, yüz ve ayak dışındaki her yerin örtülmesi gerekir. namazın bir rüknünü eda edecek kadar bir zaman içinde örtülmesi gereken bir organın dörtte biri açılırsa namaz bozulur.
- İstikbâli Kıble: Namaz kılan kimsenin Kâbe yönüne yönelmesidir. Göğsünü kıbleden (yaklaşık 45 derece) çeviren kimsenin namazı bozulur.
- Vakit: Farz ve Vacip olan her namaz için belli bir vakit vardır. Namazların kendi vakitleri içinde kılınması farzdır. Vaktinden önce namaz kılınamaz. Özürsüz olarak sonra ya bırakmakta günahtır.
- Niyet: Kılınacak olan namazın zihnen hatırlanmasıdır. İmamın imâmete, cemaatin da imama uymaya niyetlenmesi gerekir.
- İftitah Tekbiri: namaza başlama tekbiridir. Niyetten sonra “Allahu Ekber” deyip eller yukarı kaldırılıp tekbir alınır.
- Kıyam: Namazda ayakta durmaktır. Gücü yetenler ayakta, yetmeyenler ise gücünün yettiği şekilde namazlarını kılarlar.
- Kıraat: Namazda Kur’ân okumak demektir. Kıraat kıyamdadır ve en az üç kısa ayet miktarı okunmalıdır.
- Rükû: Kıraatten sonra eller dizlere erişecek şekilde eğilmekten ibarettir.
- Sücûd: Rükûdan sonra ayak, diz ve ellerle beraber alnı ve burnu yere koymaktır. Yalnız alnın ve burnun yere değmesi yeterli değildir. Alın yerin sertliğini hissetmelidir. Kalabalık cemaatlerde arka saftakiler ön saftakilerin sırtına secde edebilirler.
- Kade-i Âhire: Namazın sonunda “et-Tehiyyâtü” duasını okuyacak kadar oturmaktır.
Sünnetin hükmü: Namazda sünneti terk etmek, namazı bozmaz, sehiv secdesi yapmayı da gerektirmez, ancak mekruh olur.
Namazın Başlıca Sünnetleri Şunlardır:
- Beş vakit namaz ile cuma namazı için ezan ve ikamet erkekler için sünnettir. (kadınlara mekruhtur.)
- Namazın iftitah tekbirinde, vitir namazının kunut tekbirinde ve bayram namazlarının zevaid tekbirlerinde elleri kulakların hizasına kaldırmak. (Kadınlar, parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini kaldırırlar.)
- Eller kaldırıldığı sırada parmakları ne bitişik ne de fazla açık tutmak, yani kendi halinde normal açıklıkta bulundurmak, ellerin ve parmakların içi kıbleye karşı gelmek,
- İmama uyan kimsenin iftitah tekbiri, imamı geçmemek üzere- imamın iftitah tekbirine yakın olmak,
- Kıyamda elleri bağlamak. (Erkekler; sağ elin avucu sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmakları sol elin bileğin; kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar.) (Kadınlar: Sağ el, sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkekler gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğin! kavramazlar)
- Kıyamda iki ayağın arasını dört parmak kadar açık bulundurmak,
- Sübhaneke okumak.
- “Euzubillahi mineşşeytanirracîm”demek.
- Her rekatta fatihadan önce “Bismillahirrahmanirahim” demek.
- Fatihanın sonunda imamın ve ona uyanların “Amin” demesi.
- “Sübhaneke, Eüzü-Besmele ve Amin”i içinden okumak,
- Sabah ve öğle namazlarında fatihadan sonra uzunca, ikindi ve yatsı namazlarında kısa, akşam namazında daha kısa süre okumak. Bu, misafir olmayanlar içindir. Yolcu olan veya vakti dar olan kimse dilediği ayet ve süreyi okur.
- Rükûa varırken “Allahü Ekber” demek.
- Rükûda dizlerim ellerin parmakları açık olarak tutmak. (Kadınlar parmaklarını açmaz ve dizlerim tutmazlar, sadece ellerini dizleri üzerine koyarlar.)
- Rükûda dizlerim ve dirseklerim dik tutup bükmemek. (Kadınlar rükûda dizlerim bükük bulundururlar.)
- Rükûda arkasını dümdüz yapmak. (Kadınlar arkalarım biraz meyilli bulundururlar.)
- Başını, sırtı ile bir seviyede bulundurup yukarıya kaldırmamak ve aşağıya eğmemek.
- Rükûda üç kere “Sübhane Rahbiye’l-azîm” demek.
- Rükûdan kalkarken “SemiAllahu ilmen hamideh’ demek.
- Rükûdan doğrulunca “Rabbena leke’l-hamd” demek.
- Secdeye varırken yere; önce dizlerini, sonra ellerini, daha sonra alın ve burnunu koymak
- Secdeden kalkarken önce başını sonra ellerini daha sonra dizleri üzerine ellerini koyarak dizlerini yerden kaldırmak.
- Secdelere varırken “Allahü Ekber” demek,
- Secdelerden kalkarken “Allahü Ekber” demek.
- Secdelerde yüzünü iki elleri arasına almak, eller yüzden geri ve uzakta olmayıp yüze yakın ve yüzün hizasında bulunmak, ellerin parmakları birbirine bitişik olduğu halde kıbleye karşı el ayası ile yere yapışık olmak,
- Secdelerde üçer kere “Sübhane Rabbiye ‘l-ala ” demek-
- Erkeklerin, secdede karnını uyluklarından, dirseklerini yanlarından ve kollarını yerden uzak tutması- (Kadınlar, secdede kollarını yanlarına, karnını uyluklarına yapıştırıp yere doğru alçalırlar.)
- îki secde arasında oturmak.
- iki secde arasında, birinci oturuşta (Ka’de-i Gla) ve son oturuşta (Ka’de-i ahîre) elleri uylukları üzerine koymak.
- Otururken sol ayağını yere yayıp üstüne oturmak ve sağ ayağını dikerek parmaklarım kıbleye karşı getirmek- (Kadınlar, ayaklarını sağ tarafa yatık olarak çıkarıp sol kalçaları üzerine otururlar.)
- Ettehiyyatü’nün kelime-i şehadetinde sağ elinin şehadet parmağı ile işaret etmek. işaret; Kelime-i şehadette “La ilahe” derken sağ elin şehadet parmağını kaldırmak, “illellah” derken de indirmek suretiyle olur
- Ettehiyyatü’yü içinden okumak.
- Üç ve dört rekatlı farzların üçüncü ve dördüncü rekatlarında fatiha okumak. (ilk iki rekatlarda fatiha okumak ise vaciptir.)
- Son oturuşta “Ettehiyyatü”den sonra “Allahümme sallı, Allahümme barik” ve bunlardan sonra da dua okumak.
- Selam verirken başını evvela sağa. sonra sola çevirmek.
- Selamda “Esselamu aleyküm ve Rahmetullah” demek.
- İmam her iki tarata selam verirken kendisine uyan cemaatı ve hafeze meleklerini selamlamayı niyet etmek.
- İmama uyan, selamında cemaati ve imamı niyet etmek.
- Tek başına kılan; selamında melekleri niyet etmek.
- İmam sol tarafa selam verirken sesini biraz alçaltmak.
- İmama uyan kişinin selamı, imamın selamına yakın olmak.
- İmama sonra dan uyan kimse, yetişemediklerim kılmak için imamın ikinci selamını beklemek.
- Namazın içinde sağa sola bakmak
- Elbise veya vücut ile oynamak. (Vücuda yapışan elbiseyi küçük bir hareketle silkelemekte bir beis yoktur) 3. Özürsüz, parmağını çıtlatmak
- Secde yerindeki taşları temizlemek
- Elini böğrüne koymak
- Bir yerini bir veya iki kere kaşımak. (Namazda burun akıntısını silmek yere akıtmaktan evlâdır.)
- Özürsüz bağdaş koymak
- İnsan yüzüne karşı kılmak
- Kor halindeki ateşe karşı namaza durmak
- Bir kimsenin önünde, başı üzerinde, sağında, solunda arkasında veya elbisesinde bakan kimsenin kolayca görebileceği kadar belirgin resim varken namaz kılmak
- Gerinmek, esnemek
- Tehiyatta ayak parmaklarını dikip, ökçelerin üzerinde durmak
- Kaynaklarını (kalçalarını) yere koyup dizlerini göğse çekerek veya elleri yere koyarak oturmak
- Yenisi ve güzeli varken eski ve kötü elbise ile kılmak. (müstehap olan her zaman adet olanı giymektir. Gecelikler, giyilmesi adet olan elbiselerden olduğu için onunla namaz kılmakta kerahet yoktur.)
- Başı açık kılmak. (Alçak gönüllülük maksadıyla olursa mekruh olmaz.)
- Secdede veya secde dışında elinin veya ayağının parmaklarını kıbleden çevirmek
- Cemaatle namaza duracağında önünde yer varken safa girmeyip, arkada durmak
- Kabre karşı namaz kılmak
- Necasete karşı perdesiz namaz kılmak
- Kadınla, perdesiz bir hizada durup ayrı ayrı namaz kılmak
- Tuvalete gitme ihtiyacı varken sıkışık olarak namz kılmak
- Secdeden kalkarken dizlerini ellerinden evvel kaldırmak
- Secdede bir ayağını kaldırmak
- İmamdan evvel rüku’a gitmek
- İmamdan evvel secdeye gitmek
- İmamdan evvel secdeden kalkmak
- Secdeye giderken özürsüz olarak ellerini dizlerinden evvel yere koymak
- Özürsüz, yere veya duvara dayanarak kalkmak
- Namazda alnından toprak silkmek
- Bir rekatte okuduğu zammı sure ile, bunu takip eden rekatte okuduğu zammı süre arasında sadece bir sure atlamak
- Bir sonraki rekatta, bir önceki rekatta okuduğu zammı surenin evvelinden sure veya ayet okumak
- Farz namazlarda bir sureyi bir rekatta iki defa okumak, veya bir sureyi her iki rekatte okumak
- Farzın ikinci rekatinde, birinci rekatte okuduğundan üç ayet fazla okumak
- İmama uyanın imamla birlikte Kur’an okuması
- Özürsüz, alnındaki sarığın üzerine secde etmek
- Kıyamda iken özürsüz olarak duvara dayanmak
- Kıyamda sağa veya sola eğik vaziyette durmak
- Özürsüz, tek ayak üstünde durmak
- Namaz içinde ayet ve tesbihleri parmakla saymak
- Cemaatle namaz kılınırken yalnız namaz kılmak
- İmamın mihraptan başka yere durması
- İmamın bir zirâ (50cm) alçak yerde durup, cemaatin imamdan yüksekte durması
- İmamın bir zirâ (50cm) yüksek yerde durması; (Eğer imamın yanında bir kişi bulunursa mekruh olmaz.)
- “Besmele” ve “âmin”i açıktan okumak
- Kırâatı rükua inerken tamamlamak
- Tekbirleri yerlerinde almamak, her zikir ve kırâati (okumayı) yerinde yapmamak
- Rüku ve secde tesbihlerini başını kaldırdıktan sonra söylemek
- Omuzu açık ve kolları sıvalı olarak namaz kılmak
- Önünde bir canlının geçmesi ihtimali olan yerde önüne sütre (herhangi bir cisim) dikmeyi terk etmek
- Bir şeyi koklamak
- İşitilmeyecek derecede üflemek (işitilecek dercede üflenirse namaz bozulur)
- Başa mendil ve benzeri bir şeyi sarıp tepesini açık bırakmak
- Ağzını ve burnunu örterek namaz kılmak
- İkinci defa toplanan cemaate imam olacak şahsın mihraba durması.