Hacamat Nedir? Hacamat İle İlgili Hadisler

Hacamat Nedir? Hacamat İle İlgili Hadisler

Hacamat nedir ve neye iyi gelir?

Kısaca deri altında birikmiş, vücudun herhangi bir yerindeki hastalıklara neden olan toksik kanın üzerini hafifce çizerek, bardak ya da vakum aleti ile vakumlanarak dışarı alınması işlemidir.

Rasulallah (s.a.v.) Efendimizin şiddetle tavsiye buyurduğu ve bizzat kendilerinin de uyguladığı sünnet olan çok önemli bir tedavi metodudur.

Çok eski yıllara dayanan bir tedavi yöntemi olan hacamat, daha eski zamanlarda olduğu gibi, Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında da sağlık için bir tedavi metodu olarak uygulandığı, bizzat kendisinin hacamat yaptırdığı, hatta teşvik ettiği sahih hadislerde bildirilmektedir.

Sıhhat için en iyi tedavi metotları arasında sayan Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in ve ashabının genel olarak ağrıya ve baş ağrısına karşı baş, omuz, boyun damarları, kalça ve ayağın üstünden yaptırdığı ve bunun akla ve hafızaya kuvvet verdiğini söylediği rivayet edilmektedir.

Faydaları

Baş ve sırt ağrısı, eklem ve boyun ağrısı, bel fıtığına bağlı ağrılara, kireçlenme, bel tutulması gibi rahatsızlıklara iyi gelip faydası hemen görülebilmektedir. Hacamat yaptırmak kasları gevşetip kramp girmesini engeller, kulunçları giderir.

Hacamat Hakkında Hadisler

Hz. Peygamber (s.a.v.);

İsra ve Mirac’a çıktığım zaman geçtiğim her melek topluluğu bana şöyle dediler;

“Yâ Muhammed! Size, tedavi maksadıyla kan aldırmanızı (hacamatı) tavsiye ederiz. Ümmetine de kan aldırmalarını tavsiye ediniz!” buyurmuştur. (Ahmed,Tirmizi, İbn. Mace ve Hakim)

* * *

Başka bir hadis de Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

“Her bir melek topluluğunun yanında geçtiğimde, Melekler bana, Ey Muhammed! Ümmetine hacamatı emret.” (Tirmizi)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hadis-i Şerif’de

“Mirac’dan inerken hangi Melek cemaatine rastlasam. Ey Muhammed (SallAllahü aleyhi ve sellem)! Ümmetine hacamat olmalarını emret! dediler.” buyurmuştur.

* * *

Hz. Peygamber (s.a.v.) bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir hacamatçıya (haccam) hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp o kişiye ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur:

“Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır.)” 
(Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3)

Hacamat ücreti helaldir. (Müslim; 1577)

* * *

Hacamat’ın vakti

Hz. Peygamber (s.a.v.) ihramlı iken hacamat yaptırmıştır. (Buhâri, Savm, 22; Müslim, Hac 87)

İhramlı iken saç kestirmemek şartıyla hacamatın caiz olduğu hususunda âlimler arasında görüş birliği vardır Aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.v.) oruçlu iken de hacamat yaptırmıştır. (Buhâri, Tıb, II; Ebû Davûd, Siyam, 29)

* * *

“Hacâmatın vakti, her ayın 17, 19 ve 21. günleridir.” (Müslim)

Ebu Dâvûd, Tıb, 5; Tirmizî, Tıb, 12; İbn Mâce. Tıb, 22

* * *

Ebu Kesbe el-Enmari radiyAllahu anh anlatiyor:

“Resulullah aleyhissalatu vesselam başından ve iki omuzu arasından hacamat olur ve: “Kim bu kandan akitirsa, herhangi bir hastalik için, bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez!” buyururdu.”

Ebu Davud, Tibb 4, (3859); Ibnu Mace, Tibb 21, (3484).

* * *

Rasulullah (s.a.v.)’in bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir Haccâm’a hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp haccâma ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: “Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır. (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır)”

(Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3)

* * *

Muhammed bin Abdullah “Her kim ayın on yedi on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırsa kan hücumundan dolayı meydana gelen birçok hastalıklardan şifa bulur.” buyurmuşlardır.

(E. Davud Tıp H. 3861; Tirmizi Tıp H. 2051)

* * *

İbnu Abbas (r.a.) anlatiyor:

“Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Haccam ne iyi kuldur; (fazla) kani giderir, beli hafifletir, gözü parlatir.”

İbnu Abbas der ki: “Resulullah aleyhissalatu vesselam Mirac gecesinde, meleklerden murekkeb bir cemaate her uğrayısında: “Hacamat olmaya devam et! Ummetine de emret!” derlerdi.”

Tirmizi, Tibb 12, (2054).

* * *

Ebu Bekre (r.a.) rivayet edildiğine göre, bu sahabi, ailesini sali gunu hacamat olmaktan men ederdi. Derdi ki: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Salı günü kan günüdür. O günde bir saat vardır, kan durmaz.”

Ebu Davud, Tibb 5, (3862).

* * *

Kan Aldırma İle İlgili Hadis

Peygamberimizin (S.a.v) hizmetlilerinden Selma (r.a) demiştir ki: “Her kim peygamberimize başındaki bir ağrıdan şikayet etti ise Rasulullah ,ona: ”Kan aldır!” buyurmuştur. Her kim de ayaklarındaki bir ağrı veya yaradan şikayet etti ise, ona da : “Ayaklarına kına yak!” buyurmuşlardır.

Davud Tıp 3858, Tirmizi Tıp H. 3502

* * *

Yine peygamberimiz “Üç şeyde şifa vardır .Bal şerbeti içmekte, kan aldırmakta ve kızgın bir aletle dağlama yaptırmakta. Fakat ben dağlama yaptırmayı sevmem.” buyurmuşlardır.

Buhari Tıp 7/12, İ. Mace Tıp H. 3491, Müsned 1/246

* * *

Hz. Ali (r.a.) rivayet edildiğine göre: “(Bir gün) Cebrail Resulullah aleyhissalatu vesselam’a, Ahdaayn ve kahilden hacamat olma emrini getirdi.”

Tirmizi şu ilavede bulunur: “Resulullah (S.A.V) ayin onyedisinde, ondokuzunda ve yirmi birinde hacamat olurdu.”

Tirmizi, Tibb 12, (2052).

* * *

Hacamat Ne Zaman Yapılır?

İbn Hacer Buhârî şerhindeki Hacamat bölümünde özetle şu bilgiyi vermektedir: Buhâri, Sahîhinde “Hangi saat hacamat olur” başlığı altında bir bâb açmış ve burada Ebû Mûsa’nın geceleyin hacamat olduğuna dair bir eseri ile Hz. Peygamber (s.a.s)’in oruçlu iken de yaptırdığına dair İbn Abbâs (r.a)’ın bir hadîsini rivayet etmiştir.


İbn Hacer bununla ilgili olarak şöyle der:

Hacamat olmak için uygun vakitler hakkında birkaç hadis vârid olmuş ise de hiçbiri Buhârî’nin sözkonusu ettiği şarta uygun değildi. Bana öyle geliyor ki: Buhârî hacamat işinin ihtiyaç olduğu zaman yapılabileceğine ve bunun belirli bir vakte bağlı olmadığına işaret etmek istemiştir. Çünkü hacamat işinin geceleyin yapıldığını ve Hz. Peygamber (s.a.s)’in oruçlu iken hacamat olduğuna dair hadîsi rivayet etmiştir.

* * *

Hz. Enes (r.a.)’den rivayet edildiğine göre: “Resulullah aleyhissalatu vesselam, boynunun iki tarafındaki damarlari ile iki omuzun arasindaki damardan hacamat olurdu.”

Ebu Davud, Tibb 4, (3860); Tirmizi, Tibb 12, (2052); Ibnu Mace, Tibb 21, (3483).
Daha yeni Daha eski