Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de âlemleri aydınlatan nur çehresiyle insanların yanından yavaşça ve tebessüm ederek geçerdi. Ashâbının gönüllerini hoş etmek için onların sözlerini dikkatle dinlerdi. Onlara inci dişleri görülecek şekilde gülümserdi. Ashâb-ı Kirâm da kendisine uyarak sohbetinde yalnız tebessüm ile iktifâ ederdi.
Cerîr bin Abdullah -radıyallahu anh- şöyle anlatır:
“Fahr-i Kâinât Efendimiz, Müslüman olduğum günden beri beni huzûruna girmekten alıkoymaz ve her gördüğünde gülümserdi.” (Buhârî, Edeb, 68)
Abdullah bin Hâris -radıyallahu anh- ise:
“Allah Resûlü’nden daha çok tebessüm eden bir kimse görmedim.” demiştir. (Tirmizî, Menâkıb, 10)